
05304670437
Vehbi Camgöz
Birçok insan için devletle cemaatin mücadelede geldiği nokta belki sürpriz sayılabilir ama benim için hiçte sürpriz değil. Aksine bu kadar geç kalınması, bu mücadelenin bu kadar beklendikten, bu kadar toplumsal zarara sebep olduktan sonra yapılması sürpriz oldu. Çünkü ben bu gelinen noktaya bundan on sene önce gelinmesini bekliyordum.
Okuduğum kadarı ile devleti tanımaya çalışan bir kişi olarak cemaatin bu kadar pervasızlaşmasının, ülkede alenen batı menfaatlerinin temsilciliğini yapmasının, devletin sabrını kısa sürede taşıracağını düşünmüştüm. Ancak telafisi mümkün olmayan birçok zarara rağmen devlet çok uzun süre sabır gösterdi.
Bunun sebebini araştırmaya gerek yok. Gerek olmadığını da cemaate yapılan her operasyonda nasırına basılmış gibi feryat eden ABD, AB, Rusya’nın tavırları anlatıyor. Hemen her konuda birbirleri ile sözde kanlı-bıçaklı olan bu devletler, iş Türkiye’nin etkisizleştirilmesi ve sömürülmesi olunca nasıl birleştiklerini son operasyonlarda daha iyi görüyoruz. İşte bu dayanışma devleti daha sabırlı daha çekingen davranmaya itmiş gibi görünüyor.
Ellerinde bulundurdukları servet ve silah gücünü dünyanın mazlum halklarını sömürmek için kullanmaktan çekinmeyen bu güçlere sırtını dayamak, bir cemaati bir topluluğu nasıl zalimleştirdiğini, nasıl kişiliksizleştirdiğini, ibretle seyrettik.
Bir topluluk düşünün ki; din ve diyanete hizmet adına, toplumun çocuklarını daha iyi eğitmek adına, hareket ettiğini söylesin, ama bu tolumun bütün kesimleri ile kavgalı olup, sadece dünya egemenlerine sırtını dayayarak, onların değerleri ve menfaatleri için faaliyet göstersin. Böyle bir cemaatin o ülkede yaşamasına yerli yapılar asla müsaade etmezler. Şu anda cemaatin başına gelen budur.
Gerek bu cemaat ve gerek se içinden çıktığını iddia ettiği malum cemaatin var olduğu günden, hatta daha kurdurulmaya başladığı günlerden beri inandığını iddia ettiği dinin toplumsal hükmü olan “müminler kardeştir” prensibini bir kenara bırakıp “ehli kitapla”hemhal olmayı öncelemiştir. Bu uğurda yaptığı faaliyetleri sayıp dökmeden kısaca verdiği tavizleri hatırlamak yeterlidir. Dinler arası diyalog saçmalığı bu faaliyetlerdendir.
Şunu hepimiz samimiyetle kabul etmeliyiz ki; Kur’an dan başka bir kitabı rehber, Peygamberden başka birisini de önder kabul eden yapılar, erde geçte yolundan sapmaya, müminleri de saptırmaya adaydır. Kur’an a ve peygambere alternatifler üretmek ve tabi olmak sapkınlıktır. Görünüşte bunlar böyle olmadıklarını savunsalar da zamanla böyle dönüşüm yaşarlar.
İşte böyle bir cemaatten neşet edip, son elli yılda ülkemiz İslami dinamiklerini tökezletmek istediği dönemde, derin devletin muhafazasına mazhar olmasını yanlış yorumladı. Zannetti ki, biz sadece derin devlet, ve küresel sömürgecilerle iyi geçinirsek kimse bize dokunamaz. Ama öyle olmadı.
Bu ümmeti İslam’a hizmet ediyorum, altın nesiller yetiştiriyorum diye kandırarak onların kıt kaynakları ile batının ideallerini gerçekleştirme faaliyetine millet razı olmadı. İslam’a hizmet aldatmacası ile himmet toplayıp, elde edilen güçle kendileri gibi düşünmeye toplum kesimlerini yok etmeye çalışmasına artık ne devlet, nede toplum kesimleri müsaade etmedi. Kendileri ülke Müslümanlarına batılılar ve onların suç ortağı yerli dinamikler zulmederken zalimlere her türlü desteği veren bu cemaat bugün tamamen yalnız kaldı. Güya bir milyon abonesi olan bir gazete kapanırken sadece 100 kişi direndi.
Bir Müslüman olarak herhangi bir Müslümanın zor durumda kalmasına üzülmemiz gerekirken, nedense cemaate yapılanları zulüm olarak göremiyorum. Bu belki benim önyargım sayılabilir, ama toplumun büyük çoğunluğunun yapılanlara sessiz kaldığını düşününce, hiçte yalnız olmadığımı düşünüyorum.
Bu yapılanlar hiç sürpriz değil, Allah, zulüm ve haramın müeyyidesini bu dünyada gösterir. Bu fakir milletin kıt imkanlarını sömürerek, bunları Siyonist ve batılı çevrelerin menfaati için harcayan bu yapıyı ibret olsun diye böyle cezalandırıyor. Bu cemaatin zulüm ve kumpasına uğrayan mazlumlarda “yaşasın adalet” diye çığlık atıyor.
Darısı diğer cemaat görünümlü şer odaklarının başına.....
Selamlarımla.....
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- ADAYLAR VE TARİH BELİRLENDİ
11.03.2023 - YENİDEN BAŞLARKEN
7.12.2022 - EMİN AĞABEY HAKKA YÜRÜDÜ.....
30.12.2019 - MISIR’IN YİĞİT MÜSLÜMANLARI
14.07.2019 - DEMİRELDEN SARKOZY’E KURAN DÜŞMANLIĞI!!
13.05.2018 - İKTİDAR İLE MUKTEDİRİN HİKAYESİ
22.04.2018 - ASANSÖRDE HALVET!!
6.02.2018 - TARİHTE BUGÜN!...
28.02.2018 - ESETLE BARIŞIN DİYENLER PKK İLE BARIŞIN DEMİŞ OLMUYUR MU?
12.02.2018 - TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ
9.02.2018
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
İsmet
Kalemine saglık sayın yazar.