
05304670437
Vehbi Camgöz
Tarih 11 mart 2016, bence tarihe geçecek bir gün. Bir asırda fazla bir süre sonra devletimizin başındaki bir idareci, Müslüman bir toplumun idarecisi olmanın bilinciyle bu sözü ediyor. Gerçekten de yüz yıllık bir parantezin kapanışı gibi...
Türkiye cumhuriyetinin cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara da katıldığı bir toplantıda gündemi değerlendirirken aynen şöyle diyor: “dünya devletleri hakkımızda ne derse desin, bizim için önemli olan, Allah’ın ne dediğidir.”
Bu söylem halktan birisinin söylemi değildir. Bu söylem Osmanlının yıkılışından beri devletimizi idare eden hiçbir devlet başkanının söylemediği bir sözdür. Söylemeyi bırakın böyle bir söylemi, aklından geçiren hemen herkesi şiddetle cezalandırmak isteyen cumhurbaşkanları yönetimdeydi.
Çok uzun bir süre bu ülkede Allah’ı yeryüzünden gökyüzüne kovduğunu iddia eden aydınların, siyasilerin ve bürokratların batılgörüşleri ile idare edildik. Onlara göre toplum Allah’ın koyduğu hükümlerle değil, batı kilisesinin oluşturduğu kanunlarla idare edilirse, batılı efendilerin takdirini kazanır, çalışarak elde edemediğimiz dünyalığı onların ulufeleri ile elde edebilirdik. Onun için çok iyi olsa bile bir kuralı Allah emretmişse ondan uzak durmalıydık.
Ülkede tüm siyasiler ve aydınlar 1970lerin başına kadar fikir birliği içinde bu anlayışı topluma dayattılar. Onun için bırakın bu çarpık anlayışa karşı çıkmayı ima yolu ile eleştirenleri bile idam sehpalarına gönderdiler.
Ancak hak karşısında yenilgiye mahkum olan bütün batıl anlayışlar gibi bu anlayış da yıkılmaya başladı. İlk kez 1970li yılların başında genç bir bilim adamı, Müslüman siyasetçi bu duruma hem lisan, hem de yaşayışı ile itiraz etti.
Bugün cumhurbaşkanının dile getirdiği söylem, siyaset gündemini takip edenler için ilk kez duyulan söylem, Bundan yıllar önce, merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın meşhur “bana ne Amerika dan” söylemi bugünkü Tayyip beyin söyleminin habercisi değil mi?
Merhum hocamız bu gibi söylemleri siyasi hayatının tamamında dile getirmekten çekinmedi. Bunun da bedelini bu dünyada çok ağır bir şekilde ödettiler. Ama buna rağmen o bir gün bile bu hak söylemden asla vazgeçmedi. Aslında hocamız dünyada bedelini ödeyerek cenneti kazanmış bir insandı. Allah onu sırf bu sebeple bile cennetine koyacaktır.
Hocamızın bu söylemlerinin ve yürüttüğü siyaset tarzının doğru olmadığını, bu siyaset tarzı ile hizmet yapmanın reel politiğe uymadığını söyleyerek ondan yolunu ayıran Tayyip beyin bu noktaya gelmesi bizlerde buruk bir memnuniyet duygusu yaratıyor. Burukluğumuzun sebebi; zamanında hocamızı sırf bu söylemleri sebebi ile dışlamış olmalarıdır.
Zamanında hocamızın yanında olmalarına rağmen onun bu söylemlerine karşı olanlar onunla bağlarını koparıp ayırdılar. Yanlarına da Tayyip bey gibi birisini bularak başarılı oldular. yeniden bu ve benzeri söylemleri dile getirmeye başladığından beri onunla birlikte yola çıkan malum şahıslar, onun aleyhine dönmeye başladılar. Buldukları her bahanede televizyonlara çıkıp onu eleştiriyorlar. Tıpkı yanında siyaset yapmalarına rağmen 2000 yılında hocamıza yaptıkları gibi.
Ancak bu defa o kadar şanslı değiller. Çünkü bu defa yanlarında onlara dinamo olacak Tayyip bey gibi bir kuvvetli siyasetçi bulamıyorlar. Eğer bulsalar bir dakika durmayıp harekete geçecekler.
Tüm denemelerine rağmen bir çıkış yolu bulamadıklarından bu sefer işi doğrudan dış güçlerin emrindeki paralel yapıya havale ettiler. O da başarılı olamayınca son olarak işi doğrudan ABD ye bıraktılar. Şimdi ABD adına konuştuklarına şüphe olmayan eski elçiler devrede,onlar Tayyip beyi hizaya getirmek istiyorlar. “ya dediğimizi yap, ya da istifa et” çağrısı onun için yapılıyor.
Artık geçmiş olsun. Her Müslüman gibi Tayyip bey de onlardan olmadıkça kafirlere yaranılamayacağını iyice anladı. Sonunda nebevi bir söyleme geldi. Bir mümin için Mekkeli kadınların, dünya müstekbirlerinin, kuvvetli olanların ne dediği değil Allah’ın ne dediği önemlidir. Buna uymayan fasık toplumun yargılarına bakanlar ve gücüne güvenenler, “onlar ne der” hesabında olanlar kaybedecek.
Selamlarımla...
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018