
05304670437
Vehbi Camgöz
Son günler de yapılan tartışmalarda; anayasa değişikliklerini beğenmeyerek hayır diyeceklerini açıklayan ve bunun için çalışan bir kısım mahfiller; anayasayı ve anayasal kurumları adeta kutsallaştırıyorlar. Hatta bu kutsallaştırma işini de. Cumhuriyetimizin Kurucu cumhurbaşkanının arkasına saklanarak yapıp, mücadelede kendilerine avantaj sağladıklarını düşünüyorlar.
Değişiklikler, adeta toplumun kutsal değerlerine yapılmış saldırı gibi yorumlanıp böyle algılanması için yoğun çaba sarf ediliyor. Hâlbuki yapılan şey; insanlar tarafından oluşturulmuş(hatta darbeciler) bir temel yasanın değiştirilmesinden ibarettir. Anayasalar, kutsal metinler değildir. Anayasal kurumlar da öyle, bu kurumlarda insanlar tarafından düşünülüp atfedilen önem nedeni ile anayasaya konulmuş kurumlardır. Kutsallık atfederek değiştirildiğinde toplumun kutsalları değişiyormuş havası vermek, sanal algı yaratarak toplumun değişim taleplerine en hafif değimi ile şantaj dır.
Mevcut anayasa nasıl “kabul etmezseniz asker gitmez” şantajı ile kabul ettirildi ise şimdi de değişiklikler onaylanırsa “Başbakan ve ekibi yeni açılımlar yapar, yeni özgürlükler vermeye kalkarsa ülke bölünür.” Ya da “yeni özgürlük demek mevcut düzenin sorgulanmasını getirir. Buna da zinde güçler müsaade etmeyeceği için kardeşkanı dökülür” şantajını yapmaya çalışarak aba altından sopa göstermektedirler.
Nede olsa bu millet “asker millettir” “sopa ile idare eder ve edilir” aksı takdir de sivil idare ile idare edildiğinde asayişini ve birliğini sağlayamaz. Bölünmenin eşiğine gelir.”Bu toplum ancak sopa zoru ile birlik olabilir.” Çünkü gönüllü birlikteliğini sağlayan inanç birliği İTTİHAT VE TERAKKİ den beri dumura uğratılıyor. Bunu bildikleri ve sürekli alkışladıkları için “Sopasız birlik sağlanamaz” şantajı yapılmaktadırlar.
Hatta ifritliklerini bazen o kadar ileri götürüyorlar ki; “Anayasa devletin temel metnidir asla değiştirilemez değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükümleri vardır” diyorlar. Hayır, Anayasalar değişir değişmeyen hüküm olmaz bu günümüz gerçekleri ile uyuşmaz dediğinizde “O halde “dini metinleri de değiştirelim” gibi absürt benzetmeler yapmaktalar. Hadi dinen küfür sayılsa da onu da tartışın ama değiştirecek gücünüz var mı? Anayasayı da dini metinleri de ancak yapan, yapmaya yetkili olanlar değiştirir. Anayasalar kul ürünüdür. İnsanlar değiştirebilir. Ama dini metinler; vahye dayanan Allah kelamıdır. Kul değiştiremez. Değiştirir diyenler, Ancak Allaha ve dinlere inanmayanlardır. İnanmak hak olduğu gibi inanmamakta haktır. Müslümanlar. Allaha tapar. Ama kimileri, başka şeylere. Bize ne? Biz, onlara ; “ sizin gibi inanmıyoruz sizde bizim gibi inanmaya mecbur değilsiniz. Öyle ise sizin inancınız size bizim inancımız bize”deriz. Dinimiz bize bunu öğütlüyor. Bundan daha hoşgörülü sistem varmı? Üstelik 1400 sene önce vaaz edilmiş.
İşin tatsız tarafı bizler tarafgir olmaktan objektif olmaya vakit ayıramıyoruz.Basit bir değişiklik dahi bize sorulduğunda bunu kimimiz “Vatan-millet meselesi”, Kimimiz “din-iman meselesi” kimimiz “Laiklik” meselesi, ama topumuz birden “hayat-memat”meselesi gibi bakıyoruz.Yanlış..
Değişiklikler kabul edilirse; Türkiye korkulduğu gibi bölünmez bu o kadar kolay değil. Türkiye bugün olduğundan daha fazla ve hemencecik dindarlaşmaz. Ya da korkulduğu gibi “diktatör şeriat ülkesi” olmaz. Bir günde rejimi de değişmez. Yargısı ve anayasal kurumları, yara alıp, yenilmiş sayılmaz.
Eğer kabul edilmezse de; Artık özgürlük talepleri sadece ertelenir. Dünyanın sonu değildir. Sadece biraz daha bedeli ödenir. O zamanda kazanılacak özgürlüğün bedeli ödendiği için herkes toptan değişikliğe ikna olarak; tam bir toplumsal uzlaşma ile daha geniş kapsamlı değişiklikler yapılır. Çünkü özgürlük taleplerinin önünde en kuvvetli statükocu yapıların bile dayanamadığını tarih bize öğretiyor. Nice özgürlükten yoksun rejimler bile ne kadar kısa zamanda tarihteki yerlerini almadı mı? Son 20 senede; neredeyse dünyanın yarısı özgürleşti. Biz biraz daha yerimizde sayarız hepsi bu.
Selamlarımla…
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018