Vehbi Camgöz

       Bugün 24.08.2016 tarihimizin önemli günlerinden birisidir. Kıbrıs çıkarmasından sonra ordumuzun ülke dışında gerçekleştirdiği ilk operasyondur. Türk toplumu bu operasyonla bir kez daha kararlılığını ve gücünü tüm dünyaya gösterdi. Hem de silahlı kuvvetlerinin komuta kademesinin önemli bir kısmının halkına ihanet ederek devre dışı bırakıldığı bir ortamda, dosta düşmana ve tüm dünyaya caydırıcılığını gösterdi. Çok az bir kuvvetle, çok az bir silah ve araçla bunu yaptı. Bunun için sadece bayrağını ve üniformasını kullandı.

        Tıpkı bundan asırlarca evvel Fransa ve Almanya arasında yaşanan anlaşmazlıkta sadece üniformasını göstererek haksızlık yapan zalimi engellediği gibi..

      Okuyucularımız belki neden söz ettiğimizi anlamamış olabilirler. Onun için geçmişte yaşanan bu olayı kısaca hatırlatalım. Almanya-Fransa sınırında bulunan Alman köylülerinin ürettikleri üzümlere Fransızlar göz koyup, her sene hasat zamanı gelip zorla köylülerin üzümlerini zorla alırlarmış. Alman köylüleri bir yolunu bulup durumu dönemin süper gücü olan Osmanlı devletine şikayet ederler.

      Osmanlı devlet adamları da bunlara yardım etmek, bu zulmü defetmek için bu mazlum köylülere 20-30 kişilik yeniçeri üniforması göndererek bu üniformaları sınırda bulunan tarlalarında giymelerini söylerler. Köylüler bu üniformaları giyip tarlalarını beklerken gelen zorbalar onları Osmanlı askeri zannederek kaçıp gitmişler ve her hasat mevsiminde bu durum tekrarlandığı için bir daha üzümleri gasp edilmemiş. Bu durum 20. Yüzyılın başına kadar böyle devam etmiş.

     Bugün silahlı kuvvetlerimizin yaptığı bu operasyon bana bu tarihi anekdotu hatırlattı. Operasyonun hem bölgede hem de dünyada kopardığı gürültüye bakınca zannedersiniz ki Türk silahlı kuvvetleri birkaç tugay, onlarca tabur zırhlı birliklerle Suriye ye girmişler gibi hem bölgeye hem de dünya egemenlerine korku saldı.

      Operasyona bakınca sadece 10 tank 20 zırhlı araç, bir kaç yüz dolayında da askerle bu operasyonu yapıyor. Bu operasyon da bölge halkında hiçbir sivilin burnu kanamıyor. Hiçbir askerimiz bir tek yara almıyor. Bölge halkının silahlı gücü özgür Suriye ordusu mensubu milislerden birisi şehit oluyor, iki kişi yaralanıyor.

       Böyle bir operasyonu bu kadar kısa zamanda, bu kadar az zayiatla yapacak ordu sayısı çok yoktur. Üstelik de yukarda değindiğim gibi tarihinin neredeyse en büyük kaybını yaşamış, kendi halkına silah çekip onları katleden çok sayıda katili içinden temizlemenin, daha bir kaç sene önce eşine az rastlanır kumpaslarla yetişmiş kadrolarının harcanmasının  moralsizliği içinde bunu yapabilen bir ordu, dünyanın en iyi ordusudur.

      Bugüne kadar hep içte ve dışta Türkiye’nin izlediği şahsiyetli dış politikayı eleştirenlerin ülkenin güçsüz olduğunu, süper güçlere kafa tutmanın yanlış olduğunu söylemelerinin ne kadar boş olduğunu bu operasyon en açık bir şekilde anlatmış oldu.

     Biz bu bölgenin merhametli ve adil idarecilerinin mirasçılarıyız. Bunu en iyi bu bölgenin halkları bilir onun için bizim üniformamız nev-zuhur süper güçlerinden çok daha itibarlı ve zalimler için çok daha caydırıcıdır. Bunu bu operasyonda gördük,

     Peki dünyanın en vahşi, enkan içici bu örgütü neden tek kurşun atmadan mevzilerini terk ederek kaçtı. Bunu da bundan sonraki yazı da işlemeye anlatmaya çalışacağım.

       Selamlarımla...