WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
BAĞIMSIZ HAREKET EDİNCE.....
19.12.2016


    Suriye' de yaşananlar karşısında özellikle ulusalcılar ve ana muhalefet partisi mensupları hep iktidarı suçlayıp, Suriye politikasının yanlışlığı sebebi ile bütün bu olayların yaşandığını dile getiriyorlar.

    Onlara göre bütün yaşananlar hükümetin yanlış dış politikasının eseridir. Hükümet Arap baharında ezilen Müslüman halkların despotlara karşı başlattıkları direnişte mazlumların yanında durmasaydı bütün bu Suriye olayları bizi etkilemeyecek, terör bu kadar azmayacaktı.

     Yine onlara göre hükümet iktidara geldiğinde ülkede terör olayları sıfırlanmışken bu hükümetin yanlış politikaları sebebi ile PKK terörü yeniden azdı. Bütün bu ölümlerin, terörün, darbenin ve muhacir olayları hükümetin bilerek ve isteyerek izlediği yanlış politikadan kaynaklanıyor. Tıpkı ABD ve AB’nin dediği gibi tek sorumlu Tayyip Erdoğan’ın söz dinlemez tutumundan kaynaklanıyor.

     Gerçekten de hükümet iktidara geldiğinde hem terör bitmişti, hem ABD ve AB nezdinde Türkiye makbul bir müttefikti. Çünkü ülkenin bu müttefikleri ülkeyi tamamen teslim almışlardı. Başbakanımız onların başkanları karşısında el pençe divan duruyordu. Hükümet onlara danışmadan ülke içinde bir çivi çakamıyordu. Onların kendi menfaatlerini savunacak kişileri memleketlerinden göndererek “müstemleke bakanı” atayıp, meclise 14 saatte 14 kanun çıkarma talimatı verip bunu da aynı sürede yaptırıyorlardı.

     Ancak bunun böyle devam edemeyeceğini gören iktidar ortağı MHP, kendisini seçimde başarısız olacağını bilerek ülkeyi içine düştüğü bu zilletten kurtarmak için oyunu bozarak “derhal seçim” deyip, ülkeyi seçime götürdü.

    2002 yılında yapılan seçimde ülkeyi bu zillet çukuruna atan tüm siyasi kadroları tasfiye ederek yeni bir meclis seçip yeni ve tek başına bir iktidar getirdi.

    İktidarın ilk yıllarında cicim ayları yaşanırken Türkiye bir taraftan batılı müttefikleri ile samimi ilişkiler geliştirmeye çalışırken diğer taraftan da ülkenin yerle bir olmuş şahsiyetini kurtarmaya, ekonomisini güçlendirmeye bayındırlık yatırımlarında, savunma sanayi yatırımlarında epey mesafe almaya çalıştı. Ülke insanına özgürlükler ve inanç özgürlüğü konusunda nefes aldırmaya başladı. Ekonomik olarak batıya el açmayı bırakıp, enflasyonu yendi, faizler yolu ile sömürüyü oldukça azaltınca batının tepkisini çekmeye başladı.

     Daha önce (cicim aylarında) belki eskiler gibi yola gelir diye yere göğekoyamadıkları iktidarı ve onun liderini  aşağılamaya, itibarsızlaştırmaya başladılar. Kürt meselesi çözüm yoluna girmişken içimizdeki hainleri kullanarak sabote ettirdi. Yeniden çatışma için PKK ve HDP ye emir verdi.Bir taraftan bunları sağlarken diğer taraftan ayaklanma provaları yaptırdı. Taksimde ayaklananları Fetöcülere  vasıtası ile azdırdı. Ama bir netice alamadı.

      Yıllarca içimizde bize beslettirdikleri Fetö elemanları vasıtası ile önce hukuk darbesi ile sonra silahlı darbe ile iktidarı yıkmaya yeltendiler. Buda olmadı.

      Şimdi ise Türkiye’yi hedef alan terör örgütlerini açıktan müttefik ilan ederek ülkemize karşı silahlandırıp saldırtmakta. Hem DAİŞ adına yapılan saldırılarda hem de PKK ve türevleri ne saldırı düzenletiyor, Esed rejimine el altından yardım ederek Müslümanları kırdırıp ülkemize milyonlarcasını sürüyorlar.

     Başa dönecek olursak muhalif çevreler iktidara demek istiyorlar ki; “ senin bağımsız politika ile ne işin olur yüz seneden beri olduğu gibi kapan içine egemenler ne diyorsa onları söylendiği gibi yap ve barış olsun hem yurtta hem de dünyada, bağımsızlık bizim neyimize” yani dünya egemenlerinin bu yaşananlarda hiç suçu yok. Ama mazluma kucak açanın suçu var öylemi. Onun için mi “iktidara gelirsek göçmenleri sınır dışı edip memleketlerine göndereceğiz” diye egemenlere mesaj veriliyor?

     Oysa bu iktidar kurtuluş da getirmez, getirse, getirse son 150 yılda olduğu gibi bize zillet getirir. Biz belki bedel öderiz ama bu zilletten ancak şu anda izlenen gerçekçi ve vicdanlı dış politika sayesinde bileğimizin hakkıyla kurtuluruz. Bu da bağımsız ve anlı açık yaşamamızın bedeli olur.

     Ben bu bölgede kurulan emperyalist politikaların bitmek üzere olduğuna hep inandım. İnanmaya da devam edeceğim. Size de bunu tavsiye ederim. Allah mazlumların yardımcısıdır.

      Selamlarımla....


Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Hamza Canbaş

    Hamza Canbaş

    23.09.2012 16:12

    Nur hanım,,, Aynı şeyleri söylüyoruz, herkese saygılı olunsun istiyoruz. Başörtüsü nedeniyle insanlar ikinci sınıf muamelesi görmesin, hiç bir şeyden, özellikle eğitimden mahrum kalmasın istiyoruz. Birisi inanır başını örter, bir başkası inanır ama başını örtemez. Kimsenin buna karışmaya hakkı yoktur. Sizde başı örtülü genc kızları anlasanız daha iyi olur.

Yazarlar

Haber İhbar