
05304670437
Vehbi Camgöz
Emniyet eski istihbarat dairesi başkan yardımcısı ve Eskişehir emniyet müdürü Hanefi Avcı yazdığı kitapla gündemde. “haliçte yaşayan simonlar, dün devlet, bugün cemaat” adlı kitabi aldırıp, olabildiğince dikkatlice okumaya çalıştım
İlk başta şunu belirtmeliyim ki; kitap bütün noksanlıklarına ve yazarının bazı konuları göz ardı etmesine ve bazı konuları da gereğinden fazla abartmasına rağmen gene de bu haliyle bile, bana göre tarihe önemli bir not düşmüştür.
Kitabın zamanlaması dikkat çekici geldi. Neden daha önce, ya da daha sonra değil de? Tam şimdi. Halkoylamasına günler kala. Yoksa halk oylamasını olumsuz yönde etkilemek için “iyi saatte olsunlar” devreye mi girdi? Yahut Akparti
Artık önemli bir güç haline gelen cemaatle ilgili yapmayı düşündüğü operasyonun ilk adımını mı atıyor?
Ne ise ne, önemli olan yazılmış ve yayınlanmış olması; kitap görebildiğim kadarı ile olayları tam bir polis mantığı ile işlemiş, olaylar tespit edilerek herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazıldığı için olaylara uzak okuyucuların kavramasını ve verilmek istenen mesajın mahiyetini anlamakta zorlanacağı şekilde oluşturulmuş. Bu da sokaktaki insanın olayı anlaması, hedefinden çok, karar alıcıların kararlarını etkilemeyi amaçlayan bir kurgu kurmuşa benziyor.
Kitabın reklamını duyunca içindekileri aşağı-yukarı tahmin etmiştim. Okuyunca da tahminimin doğru olduğunu gördüm.
Birinci bölümü tahmin edileceği gibi derin devletin ya da kurulu düzenin eleştirisine ayrılmış. Bu bölümde 1960’dan beri kurulu, askeri vesayet düzeni ile buna destek veren, yabancı ve yerli vesayet savunucuları, bunların yaptıklarını çarpıcı bir şekilde ortaya koymuş.
Yine aynı bölümde kendisinin de fatura ödemek pahasına mücadele ettiği 28 Şubat sürecine ilişkin enteresan hatıralarını ve çektiği sıkıntıları anlatmış. Ama benimde içinden ve bedel ödeyerek yaşadığım bu sürçte; cemaati de sürecin mağduru gibi göstermiş. Oysaki cılız bazı soruşturmalar ve göstermelik bir dava dışında önemli bir mağduriyet yaşanmadığını, bununda bedelinin cemaat tarafından ilk seçimlerde Ecevit’e ödendiği; biliniyor. O dönemde bırakın sürecin içinde olanları, gazete okuyanlar bile cemaat önderinin sürece verdiği açık desteği hatırlayacaklardır. Bu konuda neden böyle bir körlüğe girdiğini anlayamadım.
Kitabın, 2. bölümünde ise cemaatin yapısı ile devletteki hâkimiyetine ve operasyonlarına yer verilmiş. Devlet içindeki cemaat yapılanmasın, anlatırken; Cemaatin köklü devlet kurumlarını ele geçirme mücadelesi verirken, bir taraftan da milli görüşçülerle mücadelesine değinmiş. Anlattığına göre özellikle emniyet teşkilatında milli görüşçü olarak bilinen 2 genel müdür yardımcısı ile Ankara ve Sakarya emniyet müdürlerine karşı yapılan operasyonları anlatıyor.
Adalet teşkilatına yönelik cemaat operasyonunu çok isabetle çözmüş, olduğunu, teşkilatın içerisinde bulunmuş ve bazı olaylara bizzat tanık olmuş biri olarak doğrulayabilirim. Birçok kamu görevlisine, akla hayale gelmedik tuzaklar kurulduğunu. İftira atıldığını yaşadık. Bilenler bilecektir. Bundan 5yıl kadar öce ilimizde görev yapan Vali yardımcısı vardı. Sakarya ya atanmıştı. Onun da aynı tuzak ve iftira kampanyası ile bertaraf edildiğini birinci ağızdan öğrenmiş ve çok şaşırdığımı, o günlerde yakın dostlarımla paylaşmıştım.
Yazarın görebildiğim bir eksiği ya da görmediğini düşündüğüm şeyde; Cemaatin, dış desteğine hiç değinmemiş. Kitabı okuyanlar, sanki cemaat bu toplumun kendi dinamiklerinin eseri imiş gibi görebilirler. Oya, herkes biliyor ki; dışarıdan önemli bir destek görüyor. Bu yapılanma ancak çok mahir ajanların yapabileceği, kurgulayabileceği bir yapı izlenimi vermektedir. Bütün bunları bir medrese hocasının planlaması mümkün değildir. Yazar da yapılan operasyonların, çok profesyonelce olduğunu, değme casusluk teşkilatlarına parmak ısırtacak ustalıkla yapıldığını anlatmasına rağmen dış destekten hiç söz etmiyor. Bu konu ya unutuldu. Veya söz etmekten çekinildi. Belki de sadece cemaat hedef alınarak cephe küçültmek istendi. Dış güçlerle uğraşmak istenmedi. Kim bilir?
Ne olursa olsun yapılan önemli ve ilk kez bu derece açık bir karşı koyuş yaşanıyor. Bundan sonra top hükümette; ya gösterilen delillere göre cemaate dur, demek için gerekeni yapacak ve halkın büyük teveccühünü kazanacak, ya da cemaat hükümeti ve Erdoğan’ı tüketip ABD ve Musevilerin insafına terk edecek. Zaten bu “zinde güçler”, hükümete diş bileyip duruyor. Üstelik konjöktür müsait olamadığı için hükümeti vesayet altına alamayan, iç dinamiklerde böyle bir fırsat kolluyor. Selamlarımla…
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018