
05304670437
Vehbi Camgöz
Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması kesinleşti. 16 Nisan da sandık başına gidecek millet.
Ama daha şimdiden taraflar keskinleşmeye başladı. Buda çok normaldir. Siyasi tarafgirliği “kutuplaşma” olarak adlandırma mantıksızlığını alışkanlık haline getiren baykuşlar yine “kutuplaştık, bölünüyoruz” mavalları okumaya başladılar.
Şunu peşinen ifade etmeliyim ki; insanların siyaseten başkalaşması, ayrı, ayrı fikirleri savunmalarını “kutuplaşma” olarak adlandıranlar, tek tipçi, jakobenlerdir. Toplumun ille ortak değerleri savunmaları veya hepsinin bir fikir etrafında toplanmalarını savunmak ve bu olmadığında da kendi fikirlerini savunmayanları “düzen bozucular” olarak yaftalamak geçen yüz yılın diktatör rejimlerinin marifeti idi. O rejimler de yıkıldığına göre hala tek tipciliği savunmak akla ziyandır.
Bu referandumda da herkes aklına yattığı şekilde oyunu kullanacak ve sonucuna da sahip çıkacaktır.
İlk önce evetcilerin, neden evet diyecekleri konusunda akıl yürütelim. Bunların büyükçe bir kısmı partisi ve liderinin görüşü doğrultusunda hareket edeceği için evet diyecektir. Diğer bir kısmı ise mevcut rejimin ülke Müslümanlarına ve insanlarına yaptığı zulümleri hatırlayıp, resmi düzeni hep sahiplenen partiye karşıt olmak için evet diyecek.
Bir başka kısmı da hayır diyenlerin arasında PKK, ve onun emirleri ile hareket eden HDP, FETÖ yanlıları, Maocular ve özellikle Avrupa devletleri, İsrail, ABD gibi devletlerin artık açıktan açığa hayır denilmesini istedikleri için kendilerini evet deme mecburiyetinde hissediyorlar.
Ben de henüz karar vermemekle beraber eğer evet dersem sırf Nurcular ve FETÖ hayır dedirttiği için onlarla aynı safta olmamak adına evet diyebilirim. Onlara karşı olmak Siyonizm’e, dinler arası diyaloga karşı çıkmak olduğunu düşünüyorum. Onlarla aynı safta olmamaya bundan çok uzun yıllar önce kendime söz vermişliğim var.
Evet diyeceklerin büyük çoğunluğunun kafası net olmakla beraber, bir kesim seçmen gurubu ve teşkilatın da kararsız olduklarını izliyoruz. Bunlarda henüz kararsız oldukları için konuşmalarında evet’e yakın olmakla beraber kendilerinin muhatap alınarak ciddi bir şekilde oy istenmesini bekledikleri için “havet” diyorlar.
Hayır cephesine gelince onların büyük bölümünü bilindiği gibi CHP’liler oluşturuyor. Biliyorlar ki gelecek olan sistemde artık kendilerine iktidar yolu ebediyen kapanacaktır. Çünkü çok partili sisteme geçildiğinden beri bu partiye millet tek başına iktidarı hiç vermedi. Onlar ancak darbelerden sonra toplum ve siyaset ürkütülerek iktidar ortağı yapıldılar. Ancak her seferinde “aynı tas aynı hamam” anlayışını icra ettikleri için iktidar ortaklıkları da çok kısa sürede bitmek zorunda kalırdı.
Artık bundan sonra kolay, kolay darbe olmayacağı, koalisyon dönemi de biteceği için bu sistem CHP’nin aleyhinedir. Onların gelecek sisteme karşı olmaları normaldir.
Hayır diyecek diğer azınlık guruplarının bazısı ideolojik nedenle hayır derlerken bir kısmı da iktidar cephesinden umdukları hüsn-ü kabul tavrı göremedikleri, yani görüşleri alınmadığı için ideolojilerine uygun olmasına, hatta geçmişte onlarca yıl bu sistemin gelmesini savunmalarına rağmen şimdi basından itibar görmek amacı ile hayır cephesinde yer alıyorlar.
Hayır diyeceklerden azınlık bir gurup da var ki, onlarda “Müslümanın anayasası bellidir. Kul kula anayasa yapamaz, yapsa da bu dinen meşru değildir.” Anlayışı ile hayır diyeceklerdir. Bende zaman, zaman kendimi bu görüşe yakın hissederim. Geçmişte yapılan anayasa oylamalarının bazılarında evet demedim. 2010 yılında evet denilmesini çok istememe rağmen Fetullah Gülen'in meşhur sözünü duyunca vaz geçmiştim.
Söz milletindir, ister evet densin ister hayır neticesine katlanmak zorunda kalacağız. Ama eğer hayır çıkarsa artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Evet çıkarsa kurulu düzen, vesayetçi düzen yıkılacak, hayır denirse bir yüz sene daha vesayet sistemi ile boğuşup adına anayasal kurumlar denen oligarşinin emrinde kıvranıp duracağız.
Selamlarımla...
Yazarlar
-
Ahmet TÜRKANLAİKLERE HUTBELER 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018