WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
YENİ BİR DÜNYA KURMAK
17.10.2010

Nereden nereye geldik? Cumhuriyetimizin kurulduğu ilk yıllarda, İsmet İnönü, dünyadaki mevcut yapıdan şikâyet ederek “yeni bir dünya kurulur. Biz de, yerimizi alırız.” Demişti. “Biz yeni bir dünya kurarız” diyememişti. Çünkü buna inancı ve vizyonu elvermiyordu. Bunu söyleyenlerin başına nelerin geleceğini biliyor, en azından tahmin ediyordu. Söylemek yürek isterdi.  

                        Bundan 30 ve 40 yıl önce; hatta daha 15 yıl önce, ülkenin “ milli güvenlik siyaset belgelerinde” “yeni bir dünya” söylemini dile getiren siyasi kadrolar “iç düşman” ilan edilmişti.

                        Bu söylem öyle bir tehlikeydi ki; bölücülükle birlikte, bununla da, silahlı mücadele edilmeliydi. Aradan çok kısa bir zaman geçtikten sonra, mevcut olan ve yeni kurulacak partiler programlarına; “ yeni bir dünya düzeni kuracağız” diye yazarak ilan etmeye başladılar.

                        Neden böyle oldu? Çükü dünyadaki güçlü zalimler, zulümlerini daha açıktan ve daha pervasız uyguluyorlar. 20 yıl önce kurulu bulunan, iki kutuplu zulüm sisteminin bir tarafı çöktü. Tek taraflı zülüm sistemi de; çökmemek için; daha fazla zulüm, daha fazla sömürü, daha fazla şiddet ve dehşet saçar oldu. Bunu da artık burnumuzun dibinde ve kardeşlerimize yapıyor.

                       Bundan yaklaşık 40 yıl önce “yeni ve yaşanılabilir bir dünya” sloganını dillendiren ve detaylarını ortaya koyan kadro ile alay edildi. Onlar “İslam ortak pazarı” İslam NATO’su”  “İslam birleşmiş milletleri” “İslam ortak parası(dinarı)” dediğinde, adeta tımarhanelik deli muamelesi gördüler.

                      Konuyu anlayan sömürgeci dış güçler, kendileri ile amansız bir mücadeleye girdiler. Partilerini 4 defa kapattırdılar. Yine 4 defa partiyi içinden parçalayıp böldüler. Yani haklarını yemeyelim, 4x4 lük mücadele verdiler.

                      İslam biriliğini savunanlara bu yapılırken; Türk birliğini savunanlara da;”ne ala” denilmedi. Tabutluklar, sürgünler, işkenceler ve siyasi operasyonlar onlara da uygulandı. Bu başka bir yazının konusu olacak. İleriki günlerde yazmaya çalışacağım. Dönelim konumuza;  

                      İlk üç bölünmede ayrılanlar; partinin istikametinden, ideali ile ideolojisinden ve lider kadrosundan şikâyet ederek ayrıldılar. Ama bu fikirleri bitiremediler. Oysa bitirmek lazımdı. Bu fikirler cılızda olsa ifade edilmeye devam ederse; sömürü düzenine alternatif olabilir. Sömürgeleştirilmiş İslam dünyası ve diğer mazlum milletler uyanabilir. Böylece mazlumların birleşip sömürü çarkına çomak sokma ihtimali belirebilir.

                       Onun için; bu seferki; bölünme başka türlü olmalıydı. Bu sefer sadece ayartılmış kadroları götürmek, değil ideal ve ideolojiyi de, bir daha çıkartılmamak ve üzerine beton döküp yok etmek üzere götürülüyor. Başarırlar mı? bilemem.

                      Bu gün Ortadoğu da, Orta Asya da, Kafkaslarda, Afrika da, mazlum halkların; canları, malları alınarak sömürülüyorlar. 40 yıl önce dile getirilen bu söylemler artık ülkemiz de daha iyi anlaşılıyor. Daha önce bölünerek ayrılan, iktidar partisi bile, anlamaya başladı. Onun için mazlumların yarasına, pansuman yapılarak, millete mesajlar vermeye çalışıyor. Bu sebeple;  bir gün Filistin de, bir gün, Pakistan da bir gün, Afganistan da çırpınıyor. Yaralarını sarmaya gayret ediliyor.

                      Sinekleri tek, tek öldürmek kabilinden; bu faaliyetler, geçici bir rahatlama sağlayabilir. Ama kesin çözüm değildir. Kesin çözümün reçetesi Balgat’tadır. Eğer biz bir daha oraya gitmeyiz diyorsanız, devletin arşivlerinde bu projeler mevcuttur. D-8 nasıl kurulduysa; diğerleri de; öylece, kurulabilir. Buna hem iç hem de dış konjöktür müsait. Zulmün önünü almak, mazlumun ahını, feryadını duyup, durdurmak için, “yeni ve yaşanabilir bir dünya” kurabilirsiniz. Bunun mükâfatını, hem bu dünyada izzet sahibi olarak, hem de öbür tarafta cennet ehli olarak alabilirsiniz. Allah doğrulara ve mazlumdan yana olanlara yardımını vaat ediyor. Şüphesiz O vadinden dönmez. Selamlarımla…

                             

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar