
05304670437
Vehbi Camgöz
Geçtiğimiz hafta sonu, Başbakanın üniversite rektörleri ile yaptığı toplantıyı protesto etmek isteyen bir gurup öğrenciye polisin uyguladığı şiddet, gündemi alışılmışın dışında meşgul etti. Adeta ülkemizde sanki şiddet uygulaması, kamu görevlilerince ilk kez uygulanıyormuşçasına, basın ve yayın organlarınca ve çok yoğun olarak gündeme getirildi. Çokta iyi yapıldı.
Aslında Müslüman bir toplumda hiç gündeme gelmemesi gereken şiddet, toplumumuzun adeta kanıksadığı; “vaka-i adiye den” bir olaymış gibi algılanırken, bu defa, hem basın hem muhalefet, hem de iktidar partisinden bazı yetkililer bile uygulanan şiddeti kınadılar. Şiddetin bundan böyle toplumumuzun tüm kesimlerince ayıplanan davranışlardan sayılacağı konusunda umutlansak mı? Acaba toplum şiddete karşı bilinçlendi ve kim tarafından ve kime uygulanırsa uygulansın, şiddete topluca karşı çıkacak bir bilince mi ulaştı? Toplumu şiddet karşıtı olarak bilinçlendirecek bir mucize gerçekleşti de haberimiz mi olmadı?
Keşke öyle olsaydı. Ama hiç sanmıyorum. Hafta sonu gerçekleşen dehşetengiz olayın yarattığı infial nedeniyle yapılan kınamalar ve yorumlar, kısa zaman sonra gene unutulacak, yapılan bu vahşet gene bazılarımızca “ama lar” la; “fakat lar”la meşru kılıfa sokulmaya çalışılacaktır. Nitekim başbakanımız ve iktidar partisi yetkilileri tarafından bu yönde açıklamaya başlanmıştır.
Bu olayda ve bundan önce meydana gelen sayısız şiddet olayında failler neden böyle davranıyorlar? Bunun incelemesi yapılıyor mu? Toplumsal olaylarda zabıtanın(polis-jandarma-güvenlik görevlisi) okullarda, idareci ve öğretmenlerin, hatta yaşı büyük olan öğrencilerin şiddete başvurmalarının sebebi nedir. Şiddet uygulayanların sosyal durumları, psikolojileri nasıldır? Araştırma yapılıyor mu? Neticeleri toplumla paylaşıldı mı? Yanı bu olaylara teşhis konuldu mu? Hayır.
Sadece olaylar cereyan ettiğinde bazı kınamalar, adli ve idari soruşturmalar ve unutma unutturma. Ta ki; ya okulda ya sokakta veya bir gösteri mekânın da bir yeni şiddet olayı meydana gelene kadar. Ama artık bu olaylar çok sık tekrarlanmaya başlandı. Bu konuda toplumsal vicdan kanamaya başladı. Hele bu olaylarda kadınlara ve genç kızlara uygulanan şiddet görüntüleri olayın ne kadar kabul edilemez olduğunu gözler önüne serdi.
Bu toplumu, şiddet toplumu olmaktan bir an önce çıkarmak zorundayız. Uzun zamandan beri devlet tedbir almaya çalışmasına rağmen bunu önüne geçemedi. Aslında diğer toplumlara göre; bizdeki yasal düzenlemeler şiddete karşı daha ağır müeyyideler getirmiştir. Buna rağmen bizde şiddet diğer toplumlardan daha fazla icra ediliyor.
Demek ki; salt yasal tedbirlerle bu işin önünün alınması mümkün olamamaktadır. O halde başkaca tedbirlerde gereklidir. Bu tedbirleri de herkes biliyor. Veya en azından hissediyor. Ama kendi değerlerini terk ederek, materyalist değerlerle toplum inşasını temel gaye edinenler bu tedbirleri uygulamaya yanaşmıyor. Israrla hem batılı materyalist, aydınlanmacı, dinden imandan uzak, hem de, hoşgörülü, hümanist insan yetiştirmeyi sapmaz gaye olarak izlediğimiz sürece bu kabil olayların önlenemeyeceğini artık anlamamız gerekir.
Okullara polis yerleştirmek veya öğretmenleri okullarda “polis yardımcısı” “muhbir öğretmen” olarak istidam etmek yerine; şiddet yanlısı kişilere “yapma onu da senin gibi Allah yarattı” dememiz gerekmez mi? Milli ve manevi değerlerin eğitimi önündeki engelleri kaldırıp, bu değerlerle insan yetiştirmeyi hedeflemek en iyi çare değil mi?
Şunu unutmamalıyız; işkence uygulayanlar ve uygulatanlar bunu yaparken kendilerini; “Allah yarattı demeden vuracaksın” diye motive etmiyorlar mı? O halde onların beynine herkesin; “Allahın yarattığı insan olduğu” gerçeğini kazıyarak bu durumun önüne geçilebileceğini kabul etmeliyiz. Selamlarımla…
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2023
7.12.2022
30.12.2019
14.07.2019
13.05.2018
22.04.2018
6.02.2018
28.02.2018
12.02.2018
9.02.2018