WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
KURTULMUŞ ERBAKAN HOCAYI...
8.01.2011

        

 KURTULMUŞ ERBAKAN HOCAYI HANGİ YÜZLE ZİYARET EDECEK? 

 

 

          5 Ocak çarşamba gecesi has parti genel başkanı Numan Kurtulmuş; kana D televizyonunda, “genç bakış” adlı programda, Galatasaray üniversitesi öğrencilerinin sorularını cevapladı. Kendi partisinin yapısını, programını anlattı.

         Öğrenciler; elit bir üniversitenin elitist, mensupları olarak( zannedersem önceden danışılarak hazırlanmış) çanak sorular sordular. Doğan gurubunun televizyonunun sunucusu da ister istemez, hem bu sorulara çanak tuttu. Hem de, kendisi de çanak sorular sormaktan geri durmadı. Buna rağmen; genel başkan, tatmin edici değerlendirmeler yapmaktan çok uzaktı.

         O durum çok önemli değil. Bunun değerlendirmesini halk yapacaktır. Ama beni başka konular garip düşüncelere sevk etti.

         Programın bayan yönetmeni, sunucuya rağmen;  hastanede yatan Erbakan hocayı ziyaret edip etmeyeceğinin; ısrala sorulmasını sağladı. Genel başkanın biranda yüzünün rengi değişti. Hem gülümsemeye çalışıp hem de memnuniyetsizliğini gösteren bir yüz ifadesiyle; biraz duraklayıp, ziyaret edeceğini beyan etti. “arkadaşlarım gittiler. Bende gideceğim” derken herhalde arkadaşlarının ziyaretlerinin, muhataplarınca oldukça “soğuk” karşıladığını duymuştu.

         Benimde duyumlarım da bu yönde; has partiyi temsilen Av. Şeref Malkoç ve Av. İsmail Aydos, gitmişler. Tam o esnada başbakan yrd. Bülent Arınç da oradaymış. Bülent Bey “güler yüzle ve hüsnü kabul” ile karşılanırken; has partililerin “soğuk” bir tavırla karşılanmasının mesajını anlaşılan, genel başkan kavramış.

         Nasıl kavramasın? Yaptığı “affedilmez” çirkinliklerin farkında. Kendisinden önce bu fikirden kopan, yollarını ayıranların hiç birisi hocanın şahsiyetine, ailesine ve yakın dostlarına ve mesai arkadaşlarına “rencide edici”, “şeref ve haysiyete dokunucu” laflar etmediler. Üstelik hoca kendilerine neler söylemesine rağmen. Ne hakaret ettiler. Ne aile şerefiyle oynadılar. Nede inancını yaşını “bunamışlığını” sorgulamadılar.

         Denilebilir ki; bular söylediler mi? Evet, maalesef söylediler. Eksiği var, fazlası yok söylediklerimin. Kısaca arz edeyim.

         Malum temmuz kongresinde; hoca “kendisi ile anlaşıldığını” söylediğinde, hocayı “yalancı” yerine koyan açıklamalar yaptı. Kongreden hemen sonra; “etrafındakilere teslim olduğunu onların emrine girdiğini” söyleyerek, “bunadığını” yaydılar. Kendi elemanlarınca; tamamen bir tertip yapılıp, iftarda hocaya alenen salon mikrofonundan sövdürerek, olay çıkmasını sağlayıp, bizzat kendisi tarafından, “hoca iftar baskını yaptırdı” diyerek, iftira ettiler.

         Yetmedi. Hocanın davayı, “kendi ailesine mal ettiğini”, “ailesinden başka bir şey düşünmediğini” yayarak haysiyet cellâtlığı yaptılar.

         Şimdi şu soruyu soralım. Bir insana; “yalancı, muhteris, bunamış, davasını aile menfaatine satan, menfaati için kurana ve kuran okuyana saldırtan, vesayetçi despot, kendi akıyla karar veremeyen, esir edilmiş bunak” derseniz, bu kişiye hakaret etmiş olmaz mısınız? Eğer olmazsınız derseniz ben hakaretin manasını bilmiyorum demektir. Eğer bunlar hakaret derseniz, ikinci sorum şu olacak.

         Bir insan kendisini elinden tutup, siyasete sokan, yetmedi. Genel başkan yapan, yetmedi. Yaşına bakmadan ona “ sayın genel başkanım” diye hitap eden, babasının yaşındaki insana yukarda saymaktan dahi hayâ ettiğim, hakaretleri, “ kal lisanı ve hal lisanıyla” tüm kamuoyunun önünde söylemekten, anlatmaktan çekinmeyen birisi, siz hasta olsanız veya onun yakını olsanız ziyarete gelirse. Ona “iyi ki geldin” mi dersiniz? Yoksa asık bir suratla mı karşılarsınız. Sizin takdirlerinize bırakıyorum.

         Her lafında “hayat siyasetten ibaret değildir” diyen bir insanın; siyaset ve makam uğruna, elini öptüğü,  terbiye icabı saygı duymak zorunda olduğu insanı bile “harcayan” birisinin makam için harcayamayacağı  bir “değeri” var mı dır? Merak ediyorum.

         Benim üzüntüm birçok kardeşimizin halen işin farkına varmaması ve bu anlayışın peşinden gitmeye devam etmeleridir. Erbakan hocanın yanında ve onun “vesayetinde” yaşamaktansa; liberallerle, Marksistlerle, ateistlerle, beraber yaşamayı, onlarla “ideal birliği” oluşturmayı tercih etmelerini kardeşleri olarak hazmedemiyorum. Diyebilirler ki, “hazmedemiyorsan ilaç al!” canları sağ olsun.

         Selamlarımla…  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Bolulu14

    Bolulu14

    1.05.2011 12:59

    Anlayana sayın candan .

Yazarlar

Haber İhbar