Vehbi Camgöz

         Sayın belediye başkanımıza; Bolu da yaşayan, tarih ve kültüre ilgi duymaya çalışan bir vatandaş olarak bir teklifim var.

         Hepimizin bildiği gibi; Bolu tipik bir Osmanlı izleri taşıyan bir kent’dir. Kentte Osmanlı mirası bazı cami ve yapılar olmasına rağmen o döneme ait çeşmelere pek rastlanmamaktadır.

         Oysa şehrimizde; kökez suyu sayesinde; birçok noktada “mahalle çeşmesi” niteliğinde çeşmeler var. Bu çeşmelerin birçoğu şehrin hayırseverleri tarafından yaptırılarak halkın hizmetine sunulmuş. Ama yine birçoğu; hem mimari açıdan iyi değil, hem de zamanla yıpranmış bir şekilde hizmet veriyorlar.

         Tarihe ve geçmişimize önem verdiğini yakinen bildiğimiz sayın başkanın bu konuda herhalde bir düşüncesi ve planı vardır. Ama benim bilgim dâhilin de değil. Eğer bu çeşmeleri şehre layık olacak şekilde; bulundukları semtlerde binaların arasında estetiği tamamlayan, her biri adeta bir “şehir mücevheri” şeklinde yapılıp hizmete sunulursa şehrimize “Osmanlı damgası” vurulmuş olur. Buda başkanın eseri olarak gelecek nesillere intikal eder.

         Mevcut çeşmeleri; yeniden Osmanlı mimari tarzına uygun, “Osmanlı çeşmeleri” olarak yapıp bu şekilde iyi bir hizmete sebep olarak tarihe hizmet edebilir. Buna birikimi de kafa yapısı da müsaittir. Yeter ki, faydasına inansın.

         Sayın başkanı duyar gibiyim; “bana akıl değil kaynak lazım, kaynak nere de”? Hemen, arz edeyim.

         Çeşmelerin kitabelerine baktığımızda yukarda da söylendiği gibi çok büyük bir bölümünü hayırseverlerin yaptığı veya yaptırdığı görülecektir. Bu insanlar ile veya varsa mirasçıları ile görüşülerek, ellerine yeni çeşme projeleri belediyece verilerek yaptıkları çeşmeleri yeniden yaptırmaları sağlanabilir. Eğer eski banilerin şimdi yaptıracak mali güçleri kalmadıysa kendileriyle görüşülüp, yeni yapılacak çeşmenin kitabesinde kendi isimleri de; “ilk bani” olarak yer alırsa kendileri ya da mirasçıları buna razı olurlar.

         Bani-i veya mirasçıları bulunamayan diğer çeşmeler içinde şehrin hali-vakti yerinde hayırseverlerine yönelik kampanya açılarak; projeleri belediyeden, finansmanı hayırseverlerden olmak üzere; her biri, bir veya birkaç çeşmeyi kısa zamanda yapabilir. Hatta yaptırılma işinin koordinasyonunu belediye üstlenip; Bolu da yeterince taş ustası yoksa bile, şehir dışından iyi ustalar da temin edebilir.

         Böyle bir “yeniden ihya” örneği kentimizde mevcut. Geç dönem Osmanlı mimarisinin tipik bir örneği olan vilayet binası, deprem sonrası aslına uygun olarak yeniden yapıldı. Şehre çok güzel bir hava kattı. Yapılacak “Osmanlı çeşmeleri de gelişen bir “cumhuriyet kenti” nin, tarihini ispatlayan “yenilenmiş” kimlik kartları olabilirler. 

         Bir şehre damga vurmak ille büyük, milyarlık projeler gerçekleştirerek olmaz ya; bazen bunun gibi küçük projelerde büyük ve kalıcı hizmetlere vesile olabilir.

         Sayın başkan eğer küçümseyip dudak bükmez ise benim naçizane teklifimde budur. Yaşadığım şehirde; bana tarihimi geçmişimi hatırlatacak her mahallede böyle bir yapının bulunmasını isterim. Hem de cüz-i bir maliyetle yapılabilecek bir teklif olduğunu düşünüyorum.

         Unutmayalım ki; bu projeler, hem tarihi özlem açısından hem de toplumun ve devletin, hangi medeniyetin devamı ve takipçisi olduğunu yerli ve yabancı gezginlere anlatmak açısından önem arz etmektedir.

         Selamlarımla…