
05304670437
Vehbi Camgöz
İddia edilen Ergenekon davası kapsamında emekliliği yaklaşmış eski darbeci (benim eski müşterim ve aponun sevgili kardeşi!!) emekli pardon emeksiz prof. İle gazetecilerin tutuklanmasına gösterilen tepkiler beni ileriye dönük özgürlük talepleri açısından umutlandırdı.
Meğer necip basınımız; hakka, hukuka, adalete ve insan haklarına ne kadar taraftar imişler? Adli soruşturmaların gizliliğini ve hiç kimsenin cezası kesinleşmeden suçlu ilan edilmemesini, yani “masumiyet karinesinin” ne amansız savunucuları imiş de haberimiz yokmuş.
Meğer bu muhteremler yargı bağımsızlığına nasılda inanırlarmış? Yargılama yapan makamların hiç kimsenin etkisinde kalmamasını, bunlara hiç kimsenin “brifing” vermemesini ne kadar çok arzu ederlermiş?
Bu muhteremler için tutuklama ne zalimce bir şeymiş? Zaten bugüne kadar hep bunu savunmuşlarda, biz bunları hiç duymamış ve görmemişiz! Aslında biz bu gazetecileri hiç tanımamışız! Onlar mesleklerini icra ederken hep hak ve hukuk sınırları içinde kalıp, masuniyet karinesini yayınlarına ilke edinmişler de bizim hiç haberimiz yokmuş!!
Acaba gerçekten böylemi oldu?
Bu sorunun cevabını vermeden peşinen beyan etmeliyim ki; bu tutuklamaları hiç hoş karşılamaya inancımız izin vermez. Bu tutuklamalar da, daha önce on binlerce insana uygulananlarda, tedbir olmaktan çıkıp adeta ceza olarak tecelli ettiğini yakinen biliyoruz. Hatta bizim sistemimizde; tutuklananların çok büyük bir bölümünün de, davalarının; neticede beratla sonuçlandığına çokça şahit olduk.
O nedenle benim bu kabil tutuklamalar karşısında; “ oh olsun” demem inancımla çelişir. Haksızlığa uğrayan kim olursa olsun, geçmişte ya da şimdi, neyi savunursa savunsun, bu haksızlığa karşı çıkacağız. Bunda hiç kuşku yok. Bu kabil olaylarda “âmâ”dan “fakat” tan kaçınmalıyız. Samimiyetle geçmiş olsun demeliyiz. Bende kendilerine geçmiş olsun diyorum.
Velev ki; bugün tutuklananlar hayatları boyunca benim inancımla mücadeleyi kendilerine şiar edinseler bile. Ve gizli mahfillerde, uydurdukları haberlerle birçok Müslüman’ın ve topluluğun hayatlarını zindana çevirip, hatta birçoğunun ölümüne, intiharına sebep olmuş olsalar bile gene de bugün mazlum olduklarını söylüyorlarsa en azından onları anlamaya çalışmalıyız. Zira biz farklıyız. Farkımız da inancımızdır.
Bu olaylardan ilerisi için umutlanmama gelince; belki bundan sonra bu gazetecilerde “kendilerinden olmayan” insanların başına böyle bir iş gelince onu peşinen mahkûm etmezler. Yaygın deyimi ile “yargısız infaza” tabi tutmazlar. Zulmün herkesi bir gün rahatsız edeceği gerçeğini görerek, insanları manşetlerinde peşinen suçlu ilan etmezler.
28 Şubat günlerinde bu muhteremlerin benzeri olaylar karşısında takındıkları tutumları aklıma geldikçe ben utanıyorum. Umarım onlarda bundan böyle geri dönüp arkalarına bakınca, o süreçte; özellikle inanan insanlara uyguladıkları “cadı avı” ından utanıyorlardır. Bundan böyle kendilerine yapılmasını istemediklerini başkalarına da yapmazlar. Samimi temennimiz budur.
Unutmasınlar ki; bugünlerde azda olsa bazı yayın organlarının kendilerine yaptıklarının fazlasını onlar; 28 Şubatta neredeyse topluca inanan insanlara yapmışlardı. Yapmışlardı da her nedense bir güne, bir gün “empati” yapmak akıllarına gelmemiş, adeta zulmü alkışlamışlardı. Zulme rıza göstermişlerdi.
Hakimlere kışlalarda brifing verilerken; olayı alkışlayarak ekranlarına ve manşetlerine taşıyarak “aferin” peşine koşmuşlardı. Hatta hızlarını alamayarak, meslektaşları “andıçlanırken” onları meslek dayanışması adına savunmak yerine “alçaklar” olarak manşetlerden ilan etmişlerdi.
Bu insanlar geçmişte böyle yaptılar diye şimdi, intikam hissiyle onlara aynısını yapanları kınıyorum. İmanım bunu gerektiriyor. Müslüman zalimin değil, zulmün düşmanıdır. Dün zalim olanlar ya da zalimin yanında bulunanlar zamanla hatalarını anlayıp vaz geçebilirler. Ya da başka bir zalim kendilerine zulmettiği için mazlum olabilirler.
Adalet ve özgürlüklerin değerini bilmemiz ve onu herkes için savunmamız açısından bedel ödenmesi gerekmektedir. Öyle sanıyorum ki toplumumuzun hemen tamamı bugüne kadar çeşitli süreçlerde bedel ödediler. Bugünde bedel ödendiği kanaati bana hâkim oldu. Bundan sonra toplum olarak hepimizin; adaletsizliklere birlikte karşı duracağımızı umuyorum.
Selamlarımla…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- ADAYLAR VE TARİH BELİRLENDİ
11.03.2023 - YENİDEN BAŞLARKEN
7.12.2022 - EMİN AĞABEY HAKKA YÜRÜDÜ.....
30.12.2019 - MISIR’IN YİĞİT MÜSLÜMANLARI
14.07.2019 - DEMİRELDEN SARKOZY’E KURAN DÜŞMANLIĞI!!
13.05.2018 - İKTİDAR İLE MUKTEDİRİN HİKAYESİ
22.04.2018 - ASANSÖRDE HALVET!!
6.02.2018 - TARİHTE BUGÜN!...
28.02.2018 - ESETLE BARIŞIN DİYENLER PKK İLE BARIŞIN DEMİŞ OLMUYUR MU?
12.02.2018 - TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ
9.02.2018
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
yaren 14
çarıkçı spor a başarılar dilerim