WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
27 NİSAN MUHTIRASININ SENE-İ DEVRİYESİ
28.04.2011

        2007 yılının 27 Nisan gecesi saat 23.30 da genelkurmay internet sitesine bir muhtıra konuldu. Devrin genelkurmay başkanı kendi beyanına göre gece efkârlanıp, memleketin haline hayıflanarak “şu siyasetçilere haddini bildireyim” diyerek, (Allah bilir iki kadeh parlattıktan sora) almış kalemi eline döşenmiş. Hem ne döşenme, edebiyat harikası !!

         Peki, gerekçesi ne? Bunu bilmeyecek ne var. Daha önceki darbeler ve muhtıraların gerekçesi neyse buda o gerekçeyle kaleme alınmış.

         27 Mayısın gerekçesi, nasıl ezanın aslına uygun okuması ise;

         12 Martın gerekçesi, nasıl MNP sinin İslami söylemleri ise;

         12 Eylülün gerekçesi, nasıl Konya da düzenlenen Kudüs mitingi, ise;

         28 Şubatın gerekçesi, nasıl RP sinin İslami söylemli hükümeti ise

         27 Nisanında görünen gerekçesi, başörtülü kız çocuklarının, kutlu doğum haftasında ilahi söylemeleri olarak açıklandı. Üstelikte; Ogünlerde yeni seçilecek cumhurbaşkanının eşi de, başörtülü bir hanımdı. Bundan daha iyi gerekçe olur mu?

         Son 60 yılda irili- ufaklı birçok müdahale yapıldı. Halende yapılmaya devam ediliyor. Daha birkaç gün önce; genelkurmay sitesinde, yargıya müdahale muhtırası olarak anlaşılacak bir bildiriyi okuduk.

         Son Ergenekon soruşturması nedeniyle neredeyse herkes, “artık darbe olmaz, olamaz” diye ahkâm kesiyor. Bunlardan bir kısmı, iyi niyetle dünya konjöktürünün müsait olmadığını(sanıp) söyleyerek, bu hükme varıyor. Diğer bir kısmı da; aslında darbe riskinin geçmediğini, bu anayasa, bu yasalar ve bu askeri anlayış devam ettiği sürece darbe ihtimalinin devamlı var olacağını çok iyi biliyorlar. Ama bu ihtimalin yok edilmesinden korktukları, bu durumun devamından medet umdukları için bu tehlikeyi gözlerden kaçırmak istiyorlar.

         Esasen bu konuda fazla delil aramaya da gerek yok. Çünkü 27 Nisan bildirisi yayınlandığı sitede halen duruyor. Bunun ne anlama geldiğini uzun uzadıya yorumlamaya gerek olduğunu zannetmiyorum.

         Şimdi; son askeri müdahale, “ é muhtıra” 27 Nisanı ve ortamı kısaca hatırlayalım. Ülkede cumhurbaşkanı seçilecektir. AKP adayı Kayseri milletvekili ve dışişleri bakanı Abdullah Gül dür. Ancak; derin devlet, asker Demirel, Sezer ve CHP buna karşı çıkıyor. Çünkü Abdullah Gül dindar bir insandır. Eşi de başörtülüdür. Bunun için daha önce hiçbir şekilde gündeme gelmeyen, hukuki prosedürler ileri sürülür. Bazı muhalefet partileri meclise sokulmaz. Konu anayasa mahkemesine taşınınca da, asker devreye girerek, meşhur bildiriyi yayınlar.

         Buna mukabil hükümet daha önce hiç alışık olunmayan bir davranış sergileyerek, bu bildiriye pabuç bırakmaz. Hemen seçim kararı alıp, durumu milletin önüne taşır. Netice malum…     

         Kim ne derse desin, benim için darbe tehlikesi geçmemiştir. Geçmek bir yana, hükümetin izlediği iç ve özellikle, dış politika nedeniyle, ülkeyi sömürmeye alışmış, dış güçlerin darbe tahriklerini iyice kışkırttığını düşünüyorum. Bana göre bu gün darbe ihtimali, 12 Eylül öncesinden daha az değildir. Hükümet her darbe teşebbüsünün, 27 Nisandaki gibi olacağını düşünüyorsa bu doğru bir yaklaşım değildir. Yapılan darbelerin hiç birisi diğerine benzemez. Bundan sonra yapılacak(inşallah olmaz) olanda kendisinden öncekilere benzemeyecektir.

         Tarihinde belki ilk kez, ülkemizde bir parti tek “başına iktidar” olacak. Daha önceki çoğunluk iktidarları; tek başına iktidar olamadılar. Çünkü hükümetten başka iktidar odakları da vardı. Eğer salimen yapılırsa; bu seçimden sonra; tek başına iktidar söz konusu olacak.

         Çünkü soruşturmalar ve demokrasi yolunda, alınan mesafeler gereği, siyaset dışı iktidar odaklarının güçleri, nispeten kırıldı. Hükümetin bu fırsatı iyi kullanarak, yapacağı yeni anayasa ve yasalarla darbeler dönemini, artık tamamen kapatmasını istiyoruz. Hem kendileri hem de milletimiz bunu fazlasıyla hak ediyor.

         Selamlarımla…      

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar