WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
1 MAYIS VE SERMAYEDARLAR
2.05.2011

 

          Dünyanın kapitalistleşmeye başlaması ile birlikte, sermayedarların tek derdi, üretime harcanan işgücü bedellerini olabildiğince aşağı çekerek karlarını çoğaltmaya çalışmak olmuştur. Bu durum, emekçilerin üretimden gelen güçlerini organize bir şekilde kullanarak mücadele fikrini doğurarak örgütlenmelerine yol açmıştır.

         Aşağı yukarı 50 seneden beri ülkemizde işçi sendikalarının varlığı söz konusu iken, batıdan alınan her kurum gibi sendikacılığı da kendi çarpık anlayışımıza dönüştürüp, “ kedimize özgü sarı sendikacılığı” oluşturduk.

         Kimi zaman yıkıcı- yok edeci sendikacılık yapıldı. Kimi zaman çalıştıkları firmaları, rakip firmalar lehine çökertme grevleri yapılarak sendikacılık istismar edildi. Kimi zaman patronlarla ve işverenle anlaşmalı faaliyet gösterildi. Kimi zaman devlet ile sendikacılar ideolojik nedenlerle üyelerinin haklarını yok saydılar.

         Bu durum; önce sendikaların işçiler nezdinde güven kaybına sebep oldu. Arkasından sendikaların yok olmaya başlamasının yolunu açtı. 1980 de sendikalı işçi sayısı ile günümüzü mukayese ettiğimizde olay daha net olarak görülür.

         Sermaye ve işçi hakları konusunda ukalalık yapmak niyetinde değilim. Ama sorun, sistemlerin ekonomiye, insana ve dünyaya bakışında yatmaktadır. Papaz Keynes in ekonomi teorisine göre; “kaymaklar sınırlı, ihtiyaçlar sonsuzdur.” Bu durum insanları daha bir aç gözlü ve muhteris yapmaktadır. Üretimde ve tüketimde adaletsizliği teşvik ederek sömürüye neden olmaktadır.

         İnsan onurunu ekonomik fayda için ayaklar altına alan “kul yapısı” bu sistemlere dünya Müslümanlarının ve özellikle ülkemizi idare edenlerin bakışı maalesef kapitalistlerden çokta farklı değil. Müslüman bir idareci eğer; “paranın dini imanı yoktur” diye fetvalar verip, inancının ekonomik anlayışını görmezden geliyorsa, “çekiver kuyruğunu” demek lazım.

         Ama ülkeyi idare edenler çok şanslı. Böyle maddeci, insani bakış açısından yoksun sendikalar oldukça, bu iktidar; işçileri ve emekçileri köleliğe ve köle ücretine mahkûm etmeye devam eder. İşçi bayramında sendikaların işçi haklarından hiç söz etmemeleri, bunun yerine davul çalıp halay çekmekten başka bir şey yapmadıkları dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Sanki mevsimlik işçilerin, taşeron işçilerinin tüm sorunları çözülmüş gibi, bayram yapmaları garip değil mi?

         1 Mayıs günü tam günün mana ve önemine yakışan! Bir haber izledim. Kapitalizmin merkezi ABD de zenginlerin köpekleri için 5 yıldızlı köpek oteli yapılmış. Sunucu nerdeyse, ağlamaklı bir sesle ve hayvan sevgisi ile dolmuş gözlerle haberi veriyordu. Öyle ya nede olsa zengin köpeği, tabi ki bu bir ihtiyaçtır!! Gelişmişlik düzeyinin ölçüsü olarak algılanıyor. Tıpkı bizim kapitalist işadamı (Müsiad) Müslüman zenginlerin; ülkede bir sürü aç insan varken, alış veriş merkezlerinin mescidindeki yabancı marka ayakkabıları, Müslümanların gelişmişliklerine örnek olarak göstermesi gibi. Hâlbuki bunun adı gelişmişlik değil, belki de dünyevileşme, tağutlaşma, sayılabilir.

         Müslümanlar böylede solcu aydınlarımız nasıl? Kendiside güney doğu kökenli meşhur bir gazetecimizi biliyorum. Bu bölgeden çıkıp, ailece simit parasına bir ücretle mevsimlik işçi olarak güneye, pamuk, kuzeye fındık toplamaya gidenler için hiç kalem oynatmazken, evinde beslediği köpeği öldü diye aylaca ağıt yakıp gözyaşı döktü. Ve bunu tefrika halinde köşesinde yazdı. İşte ülkenin, Müslüman işadamı ve solcu aydın profili bu.

         Hepimiz şunu çok iyi biliyoruz ki; dünyamızın kaynakları da, üretimi de, yaşayan dünya nüfusuna fazlasıyla yeterlidir. Yeter ki; kuzey- güney, zengin-fakir çelişkisini kırıp, yok edip yerine, adil paylaşımı yapacak, yaşanabilir bir dünya ve adil bir düzen kurabilelim. Bunu sorumluluğu “hakka tabi olan” biz Müslümanlara düşmektedir. Zulme ve adaletsizliğe isyan etmeyip, onunla savaşmayan insanlar olarak, ahretteki durumunu düşünmemiz gerekir.

         Selamlarımla…    

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar