WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Yunus Baki Koçak

Yunus Baki Koçak
Yunus Baki Koçak
Tüm Yazıları
40 Ağaç Değerindeki Kitap
8.02.2015


Gerede’nin Geçitler Köyü’nden Ahmet Dede anlatıyor: “Askerde ‘Kara Davut’ diye Osmanlıca bir kitap gördüm. Çok hoşuma gitti. Terhis olduğumda nerede bulabilirim diye soruşturmaya başladım. Köyümüze yakın bir köydeki bir şahısta olduğunu söylediler. Hemen gittim ve adamı bularak, kendisindeki Kara Davut kitabını duyduğumu ve o kitaba çok meraklı olduğumu izah ettim. Adam, gider ve kitabı evden getirir.

Ahmet Dede, “Baktım kitabın ne kabı kalmış, ne sağlam bir tek sahifesi kalmış. Kitap eskilerin deyimiyleçullu tavuk gibi çıkmış. Sağlam bir tek sahifesi bile kalmamış. Dağılan sahifelerini tığ ile delerekgındap ipiyle 4-5 yerinden bağlamış, dikmiş. 

Fiyatını sordum. Adam “Ahmet, ben bu kitabı satmam ama biliyorsun ben yeni bir ev yapıyorum, ihtiyacım var. Bana dağdan 40 tane ağaç getiriverirsen veririm” dedi. 40 ağaç[1] da olsa kitabı almaya meraklıyım, ama o zaman ben de bi gücük eşek bile yok. Cesaret edemedim ve kitap kaldı. 

Aradan bir müddet geçtikten sonra Bolu’da birinde var dediler. Yürüye yürüye ta Bolu’ya gittim. Adamı buldum ve kitabı aldım. O da çok pahalı idi ama 40 ağaç kadar pahalı gelmedi. İşte biz böyle kitap delisi idik.” diye anlatırdı. Vefat ettiğinde 100 yaşına yaklaşmıştı. Allah rahmet eylesin.


Hac Delili

Eskiden hacıları Suudi Arabistan’a götürmek için Suudi Arabistan’dan “Delil (Rehber)” gelirmiş. Bu delil, Geredelilerin ayağında mesi görünce  “Mes giymek haram. Bunu giymeyin” dermiş. Havaların çok soğuk olduğu bir kış günü bu delil yine gelmiş. Delilin çok üşüdüğünü gören Geredeliler, delile sormuşlar “Mes giymek günah mı?” Delil “Vallahi Resulullah burada olsaydı çoraplara da mes verin derdi” demiş. 

Ve Geredelilere hitaben de “Bu Geredeliler çok inat insanlar. Herkes soğuğu gördükçe yerin dibine girer, Geredeliler göğün yüzüne çıkmışlar. Evleri hep iki katlı yapmışlar” demiş. Bu hikâye eskiden halk arasında çok tekrarlanırdı.


Çocuklarını Kaymakama Şikâyet Eden Kadın

            Yaşlı bir kadın “İki tane oğlum var ikisi de bana bakmıyorlar.” diye, zamanının kaymakamına şikâyet etmek için gider. Kaymakam Bey, kadının şikâyetini dinledikten sonra “Nine, şimdi git şu aşağıda dilekçe yazan kişiler var. Onlara bir dilekçe yazdır ve bana getir.” der.

            Yaşlı kadın şöyle bir müddet düşünür ve “Evladım, dilekçe yazınca çocuklara bir zarar mı gelir nâpar.?” der.

            Kaymakam Bey “Nine, hem çocuklar bakmıyor diyorsun ve hem de çocuklara zarar gelir diye korkuyorsun. Eğer çocuklar anasına bakmıyorsa, anasına bakmayan çocuğa zarar gelsin.” der.

            Yaşlı nine “Evladım! Ana, evladından vazgeçemiyor ama evlat anadan vazgeçiyor. Onlara zarar gelince, yine de benim yüreğim yanıyor.” der.     

29 Kasım 2015.



[1]O dönemin şartlarında bir ağaç denilince en az; 20 cm kalınlığında ve 6-7-8 metre uzunluğunda olanlara ağaç denirdi. O dönemde evyapımında kullanılan ağaçlar, yapılan evin bir ucundan diğer ucuna ulaşacak şekilde olurdu. Fakirlerin evleri biraz küçük, zenginlerin evleri büyük olurdu.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar