Yunus Baki Koçak

Yıl 1963, bir Pazar günü Jandarma Subay Okulu‟nda yüzbaşı rütbesindeyim (Anıttepe‟deki tepenin üzerindeki yer o tarihlerde subay okulu) o gün Nöbetçi Subayıyım.

Bahçede görevli çavuş koşarak yanıma geldi ve heyecanla “Bahçede bir komutan sivil olarak oturuyor! Ben tanımıyorum komutanım, sanırım büyüklerden bir komutan.” dedi.

Bahçede oturmakta olan komutanın yanına geldim.

Kendimi takdim ettim. “Bir emriniz var mı komutanım?” dedim.

“Teşekkür ederim yüzbaşım” dedi.

Beni masasına oturttu.

Bana “Nerelisin?” diye sordu. “Boluluyum” dedim.

“Kara Kuvvetleri Komutanı kim?” diye sordu.

Ben de “Orgeneral Nazmi Karakoç Paşa” dedim.

“Tanıyor musun?” dedi.

“Tanımıyorum” dedim.

“İşte Nazmi Karakoç Paşa benim.

İnsan Bolulu olur da büyüğünü ziyaret etmez mi?” dedi.

Ben de mahcup bir eda ile “Komutanım ben sizi nasıl ziyaret edebilirim, beni yanınıza koymazlar ki” dedim.

Güldü: “Bugün canım sıkıldı.

Biraz hava alayım diye buraya geldim.

Kardeşim bir pusula yazmış, bir adamla göndermiş.

Benden, bir askerin iyi bir yere tayin edilmesini istiyor.

Askerin babası bu pusulayı bana getirdi, elinde de bir sepet yumurta.

Ne yapacağımı şaşırdım.

Sinirlerim bozuldu…” Paşa, Saraçoğlu Lojmanlarında kalıyor.

Lojmana bir sepet yumurta ile gelen adamı lojman komşuları görebilir.

Bu durum hoş karşılanmaz.

Paşa adama kızsa, gönderse; Bolu‟lu hemşerisini kırmış ve kardeşini de rencide etmiş, itibarını sarsmış olur. Bu sebepten sinirleri bozulmuş…

Tuğgeneral Orhan Yokuşoğlu

Rahmetli dedem Muallim Mehmet‟ten dinlediğin bir anekdot „Birinci Dünya Savaşında bir gurup Bolulu genç askere alınır ve zamanın nakil vasıtası kağnılarla İstanbul istikametine intikal ettirilir.

Bolu Dağı güçlükle aşılır ve Düzce Ovası görülür.

Guruptan bir genç “Burası neresi?” der. Arkadaşları “Düzce Ovası” der. “Burla da bizim mi?” diye sorar.

Arkadaşları “Bizim” derler. Genç “Mademki burla da bizimse bu devlet niye Yemen‟de, Hicaz‟da, Galiçya‟da savaşıyo?” diye hayretini belirtir. Merhum Cevat Paşanın Bolu’dan Yetişen Seçkin İnsanlar kitabından alınmıştır.