Yunus Baki Koçak

            Gerede’mize hizmet eden ve halkımız tarafından sevilen Halit Kısal 1926 yılında Gerede’de doğmuştur. Maliye memuru Celal Bey’in oğludur. İlkokulu Gerede’de, ortaokulu Bolu’da ve liseyi de Kastamonu’da okumuş, İstanbul Tıp Fakültesinden 1950 yılında mezun olmuş ve tahsil yıllarında devlet talebe yurtlarında kalmıştır. İlk iş olarak, Dörtdivan Hükümet Tabibi olarak göreve başlamış ve daha sonra da Süleymaniye doğum evinde kadın doğum uzmanlığı ihtisasını yapmış, babasının vasiyeti üzerine doğduğu Gerede’ye gelerek, doğduğu yerin insanlarına hizmet etmeye devam etmiştir. Ölünceye kadar da babasının vasiyetine uyarak, Gerede halkına hizmet etmeyi kendisine bir görev bilmiştir.

            Uzun yıllar Gerede Devlet hastanesinde başhekimlik görevinde bulunduktan sonra 1980 yılında emekli olmuş ve 1992 yılında vefat etmiştir. Ananelerine bağlı biri olarak, Gerede’ye uzman idareci-hekim sıfatlarıyla 30 yıl hizmette bulunmuştur.

            Vefatından sonra da Gerede halkı, köyleri ve bölge insanları tarafından çeşitli hatıraları ile yâd edilmekte olup hâlâ akıllarda kalma özelliğini sürdürmektedir.

            Halit Bey, ömrünü halkımıza hizmet için geçirmiş ve bu hizmeti ile büyük tecrübe ve bu tecrübesi ile derin sezgi sahibi olarak muayene ettiği hastalardaki hastalıkları iyi teşhis ederdi. Hatta bazı hastalar, Halit Bey’le yetinmeyip Ankara ve İstanbul gibi yerlere gittiklerinde oradaki doktorlardan Halit Bey’i tanıyanlar, Halit Bey’in hastalığı çok iyi teşhis etmiş olduğunu söyleyip onu takdir edici sözler söyledikleri anlatılırdı.

            Halit Bey, doğayı, ormanı, kuş ve bülbül sesini çok sever ve fırsat bulursa Esentepe’ye giderek hem doğanın güzelliklerini seyreder ve hem de kuş seslerini, bülbül ötmelerini dinler ve o güzelliklerin hazzını almaya çalışırdı. Maçları da çok sever ve bilhassa Boluspor maçlarını kaçırmamaya çalışırdı.

            Halit Bey’le ilgili birkaç hatıra:

            Askerlik hatırası:Halit Bey Artvin’de askerliğini revir tabibi olarak yaparken, subay arkadaşları ziyaretine gelirler. Herkes oturacak bir yer bulup oturur ve bir tanesine oturacak yer kalmaz.Halit Bey, emrindeki bir askere “git bir tabure al gel” der. Asker, tabur komutanına giderek“Komutanım, Halit komutanım acele bir tabur asker istiyor.” der.

Komutan şaşırır ve revir tabibi olan Halit Bey’in bir tabur askeri ne yapacağını sorar.Asker, “Bilmiyorum komutanım ‘acele bir tabur al gel’ dedi.” der.

Komutan kızar fakat asker ısrar eder ve sonunda tabur komutanı askeri oradan kovar.

Bu arada uzun zaman geçer ve asker oradan çıkıp revire gelirken, tabur komutanı da revir tabibi olan Halit Bey’e telefon ederek bir tabur askeri ne yapacağını sorar.Halit Bey’de tabur komutanına gelen misafirlerden birine oturacak yer kalmadığı için tabure getirmesini söylediğini fakat askerin yanlış anlamış olacağını söyler.

Halit Bey bu hatırayı zaman zaman uygun ortamlarda anlatırdı.  

            Başka bir hatıra: Halit Bey, kış mevsimi yaklaşınca biraz kömür alır ve kömürü getiren kişiler evin önüne kömürleri indirerek giderler. Halit Bey de, Dozer olarak tanınan bir hamalı bularak evin önündeki kömürleri evin kömürlüğüne taşıyıvermesini söyler. Dozer, kömürleri kömürlüğe taşımayı kabul ettikten sonra Halit Bey “Kaç para istiyorsun?” der. Dozer de ”Karnımı doyuruver yeter, başka bir şey istemem.” der. Halit Bey Dozer lakaplı hamala “Git Aşçı Ahmet’e ne canın istiyorsa ye, karnını doyur.” der. Dozer, kömürleri attıktan sonra gider Aşçı Ahmet’te karnını doyurur. Aradan biraz zaman geçer ve Halit Bey, Aşçı Ahmet’e giderek, Dozer’in yediği yemeğin borcunu sorar.Aşçı Ahmet’te çok fazla bir para söyler. Doktor Halit, Aşçı Ahmet’le de arkadaşlığı olduğu için buna inanmaz ve bir insanın o kadar yemek yiyemeyeceğini söyler ve Aşçı Ahmet’in şakalık yaptığını zanneder. Aşçı Ahmet de “İnanmıyorsan git kendine sor” der. Halit Bey gidip Dozer’i bularak sorar. Dozer de yediğini söyleyerek “İnanmıyorsan bir daha ısmarla” der ve Halit Bey bu söz üzerine şaşırır ve gidip Aşçı Ahmet’e borcunu öder. 

Bu bilgiler, Halit Bey’in damadı Celal Bayar ve çok iyi konuştuğu sohbet arkadaşı Fevzi Başaran’dan istifade edilerek hazırlanmıştır.