
05304670437
Yunus Baki Koçak
Gerede’nin Samat köyünde Durhasanoğullarından, Mollafazlıoğullarına damat olarak gelmiş olan Deli Ömer, iki çocuğu olduktan sonra Aydın’a asker olarak gitmiş.
Askerlik yaptığı Aydın’da da evlenmiş ve iki çocuğu da orada olmuş.
Askerliği bittikten sonra da teskeresini alır ve memleketi olan Samat köyüne gitmek ister.
Kayınpederi ve kaynanası, katırlara göçünü yükleyip hanımı ile çocuklarını da arkasına takarak uğurlarlar.
Damatları ve kızları biraz uzaklaştıktan sonra komşular, kızın babasına ve kardeşlerine “Siz bilmediğiniz bir adamın arkasına kızınızı nasıl takıverirsiniz.
Adam çingene mi, aptal mı nereden biliyorsunuz?” deyince, kızın kardeşleri koşarak Deli Ömer’in önüne geçip dönmelerini söylerler.
Deli Ömer dönmemekte ısrar edince, Deli Ömer’e güzelce bir dayak attıktan sonra katırları, kız kardeşlerini ve çocukları geri çevirirler.
Deli Ömer’de hanımını ve çocuklarını orada bırakarak yoluna devam edip memleketine gelir.
Deli Ömer ölüp aradan uzun yıllar geçtikten sonra Hasan Erul, geçici olarak Samat Köyünde muhtarlık yaptığı bir dönemde Karakola gider.
Orada ben Durhasanoğullarından Samat Muhtarı deyince oradaki askerlerden biri “Ben de Durhasanoğullarındanım” deyip, dedesinin hikâyesini anlatır.
Sonunda o asker Samat Köyündeki dedesinin torunlarıyla tanışır.
Hatta birkaç defa köydeki akrabalarının yanına gelip gittiği söylenir.
Dedem
Dedem sohbeti çok sever ve kafasına göre sohbet edecek bir kişi bulursa sohbete doymazdı.
Bir gün, anneden dedem ile onların ev önündeki sayanın kapısının yanına oturarak sohbete başlamışlar.
Sohbet öyle koyulaşmış ki vakti filan unutmuşlar.
Sabah olmuş yayladan yaylacılar gelmeye başlamışlar.
Yaylacıları gördükten sonra “Yahu vakit de epey olmuş.
Bak yaylacılar geliyor, bu günlük sohbet bu kadar yetiversin.” deyip, o günkü sohbeti orada sonlandırmışlar.
Dedemin, buna benzer birkaç defa sohbete başladığı yerde sabahladığı yaşlı kişiler tarafından anlatılır.
Hatta iyice yaşlanıp hastalandığı zaman öyle anları olurdu ki sanki komaya girmiş gibi bir hal alır ve sanki ölecek zannederdiniz.
İşte tam o sıralarda kafasına göre bir ziyaretçisi gelir ve ona eski günlerden anlatmaya başlarsa, hemen gözlerini açar ve “Beni bir kaldırın” derdi.
Biz de hemen kaldırır ve arkasına yastıklar koyarak onu yatakta yaslandırarak oturturduk.
Ondan sonra da o iki kafadar eski günleri ballandıra ballandıra anlatırlar ve dedemde önceki halinden eser kalmazdı.
Dedem, çevrenin en iyi atlarına biner ve her yere at ile giderdi.
Sohbeti sevdiği için yolda giderken, yaya birine rastlarsa, onu geçmez ve onun elinde ve sırtında yükü varsa onu alıp ata yükler ve kendisi de yürüyerek yanındaki arkadaşla sohbet ede ede gidecekleri yere gittiklerini, onun gençliğini bilenler bir hatıra olarak anlatırlardı.
Dedemin, köyde evlenecek insanları evlendirdiğini, öküzü ölenlere öküz alıverdiğini, otu samanı bitenlere istediği kadar ot ve saman verdiğini onun gençliğini bilen insanlar defalarca söylemişlerdir.
Mahalledeki bazı yaşlı kişiler “Biz sizin ekmeğinizin kırıklarıyla büyüdük.”1 dediklerini defalarca dinlemişimdir.
Tabii bu iyiliği gören insanlar, bu iyiliği karşılıksız bırakmaz ve onların işlerinin yoğun olduğu zamanlarda yardımlarını esirgemezlermiş.
1 Yani, bizim ekmeğimiz bitse ekmek verirler, unumuz bitse un verirler, demektir.
Yokluk kıtlık yıllarında yiyecek sıkıntısı çeken bu insanlar dedemgile çok sık gelip onlarla beraber sofraya oturup o evin bir halkı, bir bireyi gibi çekinmeden karınlarını doyurabildiklerini işaret etmek için söylenmiş bir sözdür.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sarıkız
8.02.2017 - Baba Hazır
6.02.2017 - Hasan Çakmak
6.02.2017 - Bolu Milletvekili Ahmet Çakmak
2.02.2017 - Hacip Şenünver
5.02.2017 - Taşkesti Köylüleri- 2
8.02.2017 - Taşkesti Köylüleri- 1
15.02.2017 - Çalınan Değirmen Taşları
31.01.2017 - Birkaç Küçük Hatıra
18.01.2017 - Cevat Alparslan Paşa’dan Bir Hatıra
4.02.2017
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Ali sert
Çok şey denir ama yazınızın sonu her şeyi özetliyor