WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Alp Eren

Alp Eren
Alp Eren
Tüm Yazıları
DEĞİŞEN DENGELER
8.06.2013

            Son günlerde yaşanan olayları Taksim merkezli anlatmaya çalışmıştım bir önceki yazımda. Rayından ve damarından çıkarılmaya çalışılan deli kanını ve bu deli kanı ile ilgili tedbir alınması gerektiğini söylemiştim.Bu yazımda Türkiye ölçeğinde değişen dengeleri ele almaya çalışacağım.

            Ana dengeler olarak baktığımızda siyasette Ak Parti, Halk Partisi, MHP ve BDP olarak bir ayrışma görmekteyiz. Önümüzdeki yıllar peşi sıra seçimler yapılacak. Pastanın en büyük payına sahip Ak Parti baş aktör. Parti Tüzüğünde üç dönem seçilme kısıtlamasının olması Ak Parti vitrininde pek çok ismin değişeceğinin gerekçesi durumunda. Ayrıca Ak Partinin üç dönemdir başa güreşip, ezici bir şekilde başpehlivanlığı kimseye kaptırmaması rakiplerinin sinirlerini bozmakta.

            Ak Partinin iç ve dış politikada yaptığı manevralar sempatizan kazandırdığı gibi doğal olarak muhalif cepheler de kazandırıyor. Son zamanlarda iyice kendini belli eden bir denge değişimini Fethullah Gülen cemaati veriyor. Epey bir zamandır bu ayrışmanın olduğu dillendiriliyordu. Ancak geçtiğimiz ay olay gün yüzüne çıkmış oldu. Açıklama doğrudan cemaatin başından geldi; “Elde edilen imkânlardan kaynaklanan küstahlaşma, yalnızca kâfirlerle sınırlı değildir.Hatta mümin bile olsa, ahlâken firavun olur. Sıfatları itibarıyla firavun olur.” Diyerek Başbakanı hedef aldığı yazıldı medyada.

Ardından Mahmut Övür, Mehmet Altan, Ekrem Dumanlı, Amberin Zaman, Yavuz Oğhan ve Ardan Zentürkgibi ağır top köşe yazarlarının kısa süre önce ABD’de Gülen’i ziyaretleri sırasında konuşulduğu iddia edilen sert sözler yansıdı sayfalara. Ağır topların; "Artık yeter, elinizi masaya vurun'' anlamına gelecek sözler sarf ettiği belirtildi.

Gülen’in Taksim olayları ile ilgili yapmış olduğu açıklama da iç siyasete mesaj verir nitelikteydi; “Madem seçim sandıkları var; onu millete havale ederek, sandığa havale ederek, orada o mevzuda ciddi gayret sarf ederler, çalışırlar. Ayakları altlarına gelmeden, gece-gündüz koşturur dururlar; insanları ikna ederler, “Şunu beğenmiyoruz, bunu beğenmiyoruz” derler.” Diyerek, mensuplarına seçimlerde çok çalışmaları gerektiğinin mesajını da şimdiden vermiş oldu.

Başbakanın Amerika gezisinde merak konusu idi Gülen’i ziyaret edip etmeyeceği. Başbakan kendisi hiç oralı olmadı, yardımcısı Arınç’ı gönderdi görüşmeye. Arınç; “Ak Partili bir Fethullah Gülen beklemiyoruz” açıklaması yaptı. Bu da ayrı bir mesaj oldu taraflar arasında.

Öncesinde de iktidarın dershaneleri kapatma girişiminincemaati çok memnun etmediği bilinmekteydi.

Bugün bir dost meclisinde Gülen Cemaatinin Mustafa Sarıgül’ü destekleyeceğine dair bir konuşma yapıldı. Çok aykırı bir düşünce olarak gelmedi orada bulunanlara. Cemaat daha önce de sol bir parti olan DSP’yi desteklemişti. Akşam olup eve geldiğimde televizyonda haber ararken Samanyolu Haber’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuk olduğunu görünce gündüz söylenen sözler aklıma geldi. Flört bugünden başladı diye düşündüm. Sarıgül’ün CHP’de olmadığını düşünürken programı sunan kişinin sorusu zihnimdeki bulanıklığı giderdi. Henüz yerel seçimlere bir yıl varken sunucu CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayının kim olduğunu soruverdi. Kılıçdaroğlu yedi sekiz adayın bulunduğunu söyledi. Sunucu adayların kim olduğu noktasında zorlama yaptı. Sonra da ağzındaki baklayı çıkarıverdi. Sarıgül’ü aday gösterecekmisiniz? Kılıçdaroğlu, partimizin üyesi değil deyince,sunucu zorlamaya devam ediyor. Partilileriniz Sarıgül’ün aday olmasını istese aday gösterir misiniz? Ve istediği cevabı alıyor Kılıçdaroğlu’ndan. Tabiki cevap “evet” oluyor.

Ne dersiniz, saflar belirginleşmeye başlamış olmuyor mu?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar