
05304670437
Alp Eren
17 Aralık’ta yaşadığımız ve ardından da dalga dalga, ardı ardına ülke siyasetini sarsan operasyonlar yaşadık. Ülke medyasında iki cephe oluşturdu bu dalgalar. Birinci cephe, ülkede büyük yolsuzlukların olduğunu, siyasetin çürüdüğünü, siyasetin en tepesinde bulunan kişinin otoriterleştiğini, kendi başına buyruk hareket ettiğini, ülkemizi dünyanın egemen güçleriyle kavgaya sürüklediğini, böylelikle ülkemizi yalnızlaştırdığını iddia edip alternatiflerin oluşturulmasını istemekte.
İkinci cehpe ise, milli iradeye ülke içinden ve ülke dışından planlı saldırılar olduğunu, devlet içerisinde belli merkezlerin kontrolü altında çalışan paralel bir yapılanmanın olduğunu, Tayyip Erdoğan’ın hedefe konulduğunu, Kanal İstanbul, Nükleer Santraller, Marmaray, 3. Köprü, 3. Havaalanı, Hızlı Trenler gibi büyük projelerin uluslararası güçleri rahatsız ettiğini, yapılanların arkasında bu odakların bulunduğunu ifade etmekte.
Büyük Yolsuzluk Operasyonu olarak adlandırılan olayın ertesi günü Hürriyet, Milliyet, Radikal, Taraf, Zaman, Bugün Gazeteleri olayları hükümet aleyhinde değerlendirerekverdi. Buna karşılık Sabah, Akşam, Yeni Şafak, Akit, Türkiye, Takvim gibi Gazeteler bu olayları paralel devletin kurduğu komplo olarak değerlendirerek verdi.
17 Aralık Operasyonunun tozları yatışmadan 26 Aralıkta ikinci ve büyük operasyon duyuldu. Kendi başına hareket eden savcı 30 kadar üst düzey iş adamı, yönetici ve siyasetçiyi gözaltına almak istedi ancak başarılı olamadı.
Birinci operasyonun sonucu olarak üç bakan istifa etti ya da görevden alındı. Ak Partiden istifalar oldu. 10 Bakan değişikliği oldu. İkinci operasyonla iktidarı tamamen yıkmayı hedefleyen güçler gözaltıları yapamayınca emellerine de ulaşamamış oldu. Eğer ki gözaltılar yapılsaydı, hükümeti zor durumda bırakıp istifaya zorlayacaklardı. Bütün bu olanlara karşı hükümet de gerekli tedbirlerini aldı. İç hukukla (paralel yargı) hükümeti alaşağı etme imkanı ortadan kalkmış oldu.
Peki Paralel Devlet olarak isimlendirilen yapı amaçlarından vazgeçti mi. Sonraki gelişmeler B planının devreye sokulmak istendiğini göstermekte.
Gezi olaylarından önce başlayan ve Gezi Olaylarıyla zirve yapan bir propaganda ile dış dünyada Tayyip Erdoğan’ı itibarsızlaştırma kampanyası başlatıldı. Gezi Olaylarında CNN’in kesintisiz saatlerce olayları canlı olarak vermesi, akabinde BBC, Amerikanın Sesi, Bild, Times, Ekonomist, Der Spiegel, New York Times, Guardian, Telegraph başta olmak üzere Amerika, İngiltere ve Alman Basını bu itibarsızlaştırma kampanyasına çanak tuttular. Bu son operasyonlarda da dış basın kuruluşları Erdoğan’ı karalama kampanyasına devam etmektedirler.
Operasyona maruz kalan kurumlardan birisi Halk Bank idi. Halk Bank aracılığı ile hükümetin uluslararası kirli işlerinin gördürüldüğü algısı oluşturuluyordu. Ardından İHH’ya ait olduğu söylenen TIR’lara Hatay’da operasyon yapıldı. Bu Tırlarla Suriye’ye silah taşındığı ima ediliyordu. Ardından Adana’da durdurulan otobüsler ve son olarak ta İHH’nın Kilis depolarına Van’dan gelen savcının yaptığı operasyon. Buradan farklı bir okuma yapalım. Yıllar önce Saddam’ın, Kaddafi’nin ve pek çok devlet adamının maruz kaldığı itibarsızlaştırma operasyonuna Tayyip Erdoğan’da maruz kalıyordu. İç Hukuk vasıtasıyla hal edemedikleri Erdoğan’ı uluslararası hukuk sistemi ile boğmak istenmektedir. Birleşmiş Milletler gibi Dünya Bankası gibi Avrupa Birliği gibi Amerika gibi güç odaklarının, ülkesinde dikdatörce!bir yönetim uygulayan, kirli uluslararası finans ilişkilerine giren, silah kaçakçılığı yapan Erdoğan’ı uluslararası hukuk sistemi ile alaşağı etmeyi amaçlamaktadır. Bu da onlar için zor değildir. Birleşmiş Milletlerin alacağı bir ambargo kararı, Dünya Bankasının alacağı finansal bir ambargo, AB’nin alacağı ticari bir ambargo araç olarak kullanılabilir. Paralel Devletin yapamadığını, Uluslararası Paralel Devlet’e yaptırmak istemektedirler.
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.01.2016
29.12.2014
15.09.2014
12.08.2014
28.04.2014
17.03.2014
17.02.2014
24.01.2014
14.01.2014
26.11.2013