Aysel Çelik

Büyürken gözünün içine baktığım oğlum!.Oğullarımız!..Çocuklarımız!...

      İyi bir geleceklerinin olması, eğitim hayatının sağlam temeller üzerinde kurulması ile mümkündür.Bunun için çok uğraştık.İlköğretim demek, hayata başlamak demekti. Yalnızca sayılar,rakamlar,gereksiz bilgilerle çocuğumuzun doldurulmasını istemedik.Ailede verilen ilk terbiye derslerinin okulda da devam ederek pekişmesini,sosyal bir birey olmasını,ahlakının bütünleşmesini ,hayal dünyasının geniş olmasını istedik.

      Bütün bu isteklerimiz doğrultusunda çocuğumuzu yetiştiren ilkokul öğretmenimize şükran borçluyuz.Sabır, gayret ve özveriyle ilkokul 5.sınıfa kadar öğrencilerini hem eğitti,hem öğretti.En güzel şekilde onları hayata hazırladı.

      Ne var ki oğlum 6.sınıfa başladığı sene o zamana kadar yalnızca 8. sınıflara uygulanan OKS sınavı, o sene 6.sınıftan itibaren her yıl uygulanacak ve adı da SBS (Seviye Belirleme Sınavı) olacaktı.

      Çocuklar bu sınava kendi aralarında ‘Sanane Benim Seviyemden’ diyorlar.Çok da haklılar.

      Bu sınavı ilk duyduğumda oğlum adına çok üzülmüştüm.Henüz  çocuk yaşta sınav stresi ile tanışacak ve 3 sene bu stresi devamlı  yaşayacaktı.

      Ve gerçekten tahmin ettiğim gibi oldu.Geçen sene sınav günü çocukların okulun bahçesinde yüzlerini görmeliydiniz.İçiniz sızlardı.Heyecandan titreyen ellerini,ayaklarını mı anlatayım, ağlayarak velilerine sarılanları mı, yüzleri bembeyaz olanları mı, karınlarına sebepsiz ağrılar girenleri mi?

      Bu yıl da aynı tablo tekrarlandı.Ve biz de oğlumla aynı  stresleri paylaştık.

      Aradan belli bir zaman geçti.Sayın Milli Eğitim Bakanı, SBS sınavlarının  öğrencileri daha çok dershanelere gitmeye teşvik ettiğini, 6,7 ve 8. sınıf öğrencilerinde sınav zamanı psikolojik rahatsızlıklar tespit ettiklerini v.s.. bu yüzden sınavların önümüzdeki yıldan itibaren kaldırılacağını açıkladılar.

      Vah yavrum vah!..Keşke Çelik Çubuk oyunu haline gelmiş bu sistemden seni söküp alabilsem!!..

     Keşke sizinle alay eden bu zihniyete,eğitim ve öğretimin oyuncak olmadığını, alınacak tüm kararların titizlikle araştırılıp, çocuklarımız üzerinde denenmeden düşünülmesi gerektiğini anlatabilsem!..

      Ama merak etme yavrum!.Onlarda oynayarak öğrenecekler elbet !.

      Öğrenecekler sonunda eğitimin amacının, hafızayı gereksiz bilgilerle doldurmak değil,kafayı geliştirmek olduğunu!..

      Öğrenecekler sonunda akıllı insanın hem kitapları hem de hayatı okuyan olduğunu!...