Aysel Çelik

            Yıl 1994 …Rıdvan Bey’le evlenip Eskişehir’e geldiğimde otobüsün camından ilk gördüğüm manzara şekerpancarı fabrikalarıydı.İçimden “Bu şehir gerçekten adı gibi eski bir şehirmiş.” diye geçirdim.

İlk kez gezintiye çıktığımda kalabalık trafiği  olan bir caddede kaybolduğumu hatırlıyorum.Hamamyolu  denen bir caddeye gelmiştim.Caddenin ortasından ve etrafından geçen nehir çok pis olduğu için her yer kötü kokuyordu.Zamanla alışır mıydım buralara acaba?Şimdiden memleketimin çam kokusunu özlemiştim.

Fakat öyle olmadı.Zamanla öyle değişti ki bu şehir…Değişimi yıllarla birlikte ben de yaşıyordum.Şimdi bu şehre ilk girdiğim otogarın karşısında devasa kapılarıyla Kent Park bizi karşılamakta.İçinde at çiftliğinden tutun da Türkiye’nin ilk yapay plajına kadar mevcut.O kaybolduğum sokaklarda şimdi taşıt trafiğine kapalı yalnızca tramvaylar ve yayalar geziyor.Ya o kötü kokulu Porsuk Çayı’na ne demeli? Sanki Venedik’te  geziyormuşsunuz gibi…Gondollar,gezinti tekneleri,her biri birbirinden güzel köprüler var üstünde…Korsan gemisi,Nuh’un gemisi,su kayağı yapılan göleti ve şatolarıyla Bilim Park’ı kelimelerle anlatmak mümkün değil  tabii.

Bütün bu gelişmeler Eskişehir’de yaşanırken 1994 yılından beri her izine geldiğimde benim Bolumda gördüğüm gelişmeler devede tırnak kadar kaldı.

Bir şehirde bu kadar hızla yaşanan büyük bir ilerleme, başka bir şehirde neredeyse yerinde sayan bir durum söz konusuydu.

Oysa benim memleketimin  bu tür gelişmelere Eskişehir’den daha müsait bir konumu vardı.Oysa benim memleketimin dünyaca ünlü doyumsuz güzellikte gölleri vardı.Oysa benim memleketimin termal suları şifalı kaplıcaları vardı.Benim memleketimin her yaylasında doğa sporları yapılacak arazileri vardı.Benim memleketimin her köyünde,yetiştirdiği organik besinleri vardı.Benim memleketimin misafirperver dost canlısı insanları vardı.Benim memleketimin sporcu çocukları,gençleri vardı.Hiç yoksa benim memleketimin patatesi vardı….

Ama benim memleketimin hiçbir zaman Yılmaz Büyükerşen gibi bir devlet adamı yoktu.

Belki birgün böyle elinden tutup ayağa kaldıracak bir bey Bolu’ya da nasip olur.Ama olsa da bunca yıl sonra herhalde bu cenk amansız olur….