Aysel Çelik

            Siz hiç mehtaplı bir gecenin karanlığında öten çekirgeleri dinlediniz mi? Ya rüzgarla birlikte şıngırdayan kavak ağaçlarının yapraklarını?

            Huzur veriyor bu sesler.Ruhumdaki yangını söndürüyor adeta.Dünya’daki tüm telaş,kargaşa o an duruyor.Ve dinginleşen beyin düşünmeye başlıyor şimdi.

            İlim kendini bilmekle başlarmış.Vücudumuzun içine doğru yönlendirelim düşüncelerimizi.Organlarımızı oluşturan hücrelere inelim.Hücrelerin içindeki o muhteşem düzen, çekirdek ve etrafındaki sıvı içindeki yapılar.Vücudumuzun dışında maddenin özüne indiğimizde proton ve etrafında dönen elektronlar.Dünya’nın manyetik merkezi Kabe’nin etrafında dönen insanlar.Dünya ve tüm gezegenlerin yaşamlarının devamı için süreki bir yörüngede dönüşleri, Samanyolunun kendi etrafında dönüşü.Her şey şu anda ve bu sessiz gecede gerçekleşiyor.

            Enerji,hayat,kuvvet ancak dönme ile elde edilmektedir.Atomlar,protonlar,nötronlar hiç durmadan dönmekte yani bir daire çizmekte ve varlığını bu şekilde devam ettirmektedir.

           Bismillahirrahmanirrahim Arap harfleri ile 19 harf olup 19*19=361 yapar ki bu tam bir dairedir.

          Pervanesi dönmeyen uçak,vapur,tekerleği dönmeyen bir lokomotif veya otobüs hareketsiz durmaya mahkumdur.

          Demek ki gözümüzle gördüğümüz en basit bisikletin hareketinden göremediğimiz en büyük evrene kadar her şey harekete başlıyor dönüyor,daire çiziyor ve yaradanın adını her yere nakşediyor.

         Bu kadar büyük dönüşlerin büyük yankıları olmalı elbet.Ama nafile bu kulaklar o frekansları duymuyor.İyi ki de duymuyor.

        Bu sessiz döngüyü en çarpıcı bir şekilde en saf ve en temiz haliyle tüm dünyaya duyurmaya çalışan Mevlana’ya sonsuz sevgiler olsun.Ne de güzel anlatmış olup biteni.

       Bir semazenin gönlüne koyduğu aşk ateşi ile dakikalarca dönmesi evrendeki tüm yaşamı özetler nitelikte.

        Sessizce dönen semazenle insanlığa verilmiş en sesli mesajı görebilene duyabilene anlayabilene ne mutlu!...