WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Mehmet Demirci

Mehmet Demirci
Mehmet Demirci
Tüm Yazıları
KÖYÜMÜN TEPESİNDE BAYRAM
14.11.2010

 

            Büyükannemi ilk kez bu şekilde görüyordum. Gül oyalı eşarbından sarkan kınalı saçları güneş ışığında altın misali parlıyordu. Yadırgamadım desem yalan olur. Her zaman yamalı ve desenleri kaybolmuş etekle görmeye alıştığım büyükannem, gelinlik kız misali süslenmişti. Tekparça, yeşil parlak kumaştan yapılmış bir entari giymişti ve o güne kadar hiç görmediğim kırmızı tokalı ayakkabısıyla, o paspal tezek kokan büyükannem gitmiş, yerine bambaşka biri gelmişti.


            99’luk tespihi elinde avluda yüzünü güneşe dönmüş kısık sesle bir şeyler mırıldanıyordu. Belli ki dedem çarşıdan bizlere bayramlık alırken, büyükannemi de unutmamıştı. Ogün çizgili takım elbisem ve yumurta topuk sivri uçlu ayakkabılarımla köyün en fiyakalısının ben olacağımı düşünmüştüm ama büyükannemin yayında esamim okunmayacak bir haldeydim. Hemen banyoya koşup saçlarıma sıktığım limonun diğer yarısını da alıp babaanneme inat saçlarımı iyice yana yatırdım. Sonra ellerimi cebime sokup büyükannemin beni fark etmesi için avluda dolaşmaya başladım.


            Büyükannem oturduğu komriden bana dönüp; “Köpoğlusu, saçlarını buzağıya mı yalattın. Hem dedenle beraber camiye neden gitmedin. Oy başıma gelenlere bak. Birde Duriye’nin Kara Bekir’i gülüyorduk. Meğer ocağımızda daha beteri varmış. Kime çektin bilmem ki.” Gibi şuan tam hatırlamadığım birkaç sitem dolu cümleyi tek solukta saydıktan sonra yüzünü tekrar güneşe dönüp salâvat getirmeye devam etti.


            Oysa benim çok farklı düşüncelerim vardı. Bütün çocuklar camideyken köydeki evlerini dolaşıp bayram bahşişlerinden aslan payını almanın hayalindeydim. Ama büyükannemin siteminin altında da kalamazdım. Serde asilik vardı. Babaannemin karşısına geçip; “Benimle uğraşacağına kendine bak. İhtiyar kadın gelinlik kız gibi süslenmişsin. Kuştul’un Ayşe’sinin yerine seni mi evlendirecekler.”


            Çok zaman sonra öğendim ki, büyükannem her kurban bayramı sabahı, gelinlik kız gibi süslenip, dedemi cami dönüşü avluda karşılarmış. Birlikte ahıra inip ilk önce kurban için alınan koç-u sevip, öpüp-koklarlarmış. Onlar için bu bir ibadetti. Kurbanın karşısına eski giysilerle bakımsız çıkmak günahmış. Bu Yaradan’a ve O’na verilecek kurbana bir saygıydı.


            O bayramları özlüyor muyum? Pek değil. Ama büyükannemle, dedemi çok özlüyorum. Avluda iskemlesine kurulmuş dedemi bekleyen büyükannem olmadıktan sonra neyleyeyim köy bayramlarını. Lakin gün öğleye varmadan soluk soluğa çıktığım ve bütün köyü seyre daldığım, köyümün tepesi aklımdan çıkmıyor. Orası benim bütün köyle tek seferde bayramlaştığım tepeydi.

            Bugün köyümün tepesine çok uzağım. Ama yinede birçok kişiye göre kendimi şanslı hissediyorum. En azından kurban bayramına uzak değilim.

 

            Düşünüyorum da bağışlarla kurban kesen derneklere para yatırıp kurban ibadetini yerine getirdiğini düşünen ve bu duyguyla bayrama giren insanların yanında köyümün tepesi kadar mutlu ve huzurlu hissediyorum kendimi. Çünkü bu insanlar ödedikleri 300-350 tl nin karşılığında sadece bir mesajla ödüllendiriliyorlar. Kurban fiyatlarının 600 ile 800 tl arasında değişen bir ülkede, 300 tl’ye ancak bir mesaj ve bir broşür satın alınabilirdi zaten.

            Ne diyelim Yüce Yaradan kesilecek kurbanların hatırına ülkem insanını, İslam’ı kullanarak soymaya çalışan üçkâğıtçıların şerrinden korusun.


          “Kurban bayramında akıtılacak kurban kanlarının, bütün dünyada akmakta olan insan kanlarının durmasına vesile olması dileğiyle… Bayramınız mübarek olsun.”    

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar