Uğur Tekinalp

Merhaba Sevgili Dostlar

Geçen hafta kongremiz yapıldı. 

Bu kongrede göze çarpan bir noktaya değinmek istiyorum. 

Efsane başkan tartışması kongreye  damgasını vurdu. 

Bence Efsane Başkan vardır. 

Neden mi?

Eğer sen her sene federasyonlardan trilyonlar alırken o almadı ise,

eğer sen her sene   bu liglerin kaşar futbolcularını almak isterken  o karış karış ülkeyi dolaşıp isimsiz oyuncuları buluyorsa, ve bu işi yaparken Boluspor’un parasını düşünüyorsa,

eğer sen görevde iken yerel yönetimin tam desteğini alıp o kısmen  aldı  ise,

eğer  sen  tüm şans oyunlarından maddi olarak tam destek  alıp o yalnızca Spor Toto’dan isim hakkı alıyorsa,

eğer sen 130000 nüfuslu Boluspor’a maddi kaynak bulup şampiyon yapamıyor,

O ise 20000 lik Bolu’yu yıllarca 1.Lig de tutabiliyorsa,

eğer sen Kartalspor’dan ederi  belli olan bir oyuncuya  iki katı para ödeyip alırken,

O isimsiz olarak  transfer ettiği gençleri, 

ederlerinin  iki mislisine başka takımlara satıyorsa,

nasıl ki bir siyasi partinin yöneticileri varken lideri efsane oluyorsa,

nasıl ki bir savaşa girerken komutanlar varken onları sevk ve idare eden Başkomutan oluyorsa,

bu takımı da yıllarca kimseye muhtaç etmeden yöneten kişi  bence Efsanedir.

Bırak 50X50 ebadında saha yapmasın.

Bırak senin yapımında  emeğinin geçtiği tesisin duvarları aksın.

Bu eserleri yapanlar ve emeği geçenler takdir edilmesi gerekirken, duvarı ya da çatısı akıyor diye eleştirilmesi , bana art niyet izlenimi verdi.

Gelelim hafta içi oynadığımız Orduspor maçına.

Mersin maçını daha önce izleyip Alican ile en tehlikeli oyuncularına tedbir  alınırken neden Ordu’nun daha önceki maçları izlenip Anıl’a tedbir alınmadı?

İzlenmemesi de bir yanlış değil mi?

Sanırım bu maçları izleyebilecek deneyime, bilgiye sahip bir yardımcı hocamız var.

Maça umduğumdan iyi ve dirençli başladık.

Lider gelen rakip bile ne olduğunu anlayamadı.

Gol arıyorduk pozisyon vermiyorduk.

Ne zaman ki Sercan sakatlanıp yerine Dixon girdi, sistem bozuldu.

Haftalardır oynamayan, Boluspor’da  zorunluluktan bulunan birisi olarak Dixon işleyen çarkı bozdu.

Yanından geçen herkese de sanki HGS (Hızlı Geçiş Sistemi)li muamelesi yaptı.

Bence Alp’i ya da Abdulkadir’i o bölgeye alıp Orhun  daha erken oyuna sokulabilirdi.

İlk  yanlış burada başladı.

Golden sonra  bütün takımın üstün de sanki ölü toprağı serpilmişti.

Kimsenin kımıldayacak hali yoktu.

Maç boyunca hiç bir ikili mücadeleyi kazanamadık.

Hiç kimse (Alp ve Cemil hariç) sorumluluk almadı  ve bundan kaçtılar.

Dakikalar geçtikçe kötü oynamaya başladık.

Seyirci tiyatro seyreder gibi seyrediyor.

Kimsede çıt yok.

Takımı ateşleyecek Kaptan bile sahada yokları oynuyor.

Gerçi  haftalardır aynı şekilde oynuyor Fatih.

Sahada ismi var ama cismi yok.

Golden sonra takımını  toparlaması gerekirken  O, gol atmaya heveslenip, daha çok atak yememize sebep oldu.

Kenar yönetimin buna  engel olmaması da  başka bir yanlış.

Kaptanlık pazu bandı takmakla kaptan ya da lider olunmaz.

Cemil , Alp ve Atacan dışında ayakta kalan kimse yoktu.

Hakan sürünüyor,  Zlatkov o kadar dağınık iki metreye pas atamıyor.

Emrah küskün ,ne yapmak istediğini bilmiyor ,orta yapmak yerine kuşlara pas atıyor.

Emre saman alevi gibi ama  o alevin kendisine bile  faydası yok.

İskender   golcü ama  bu görevinden başka işlere mecbur kalınca yorulup gol atmaya dermanı kalmıyor.

Dimitrov dün sahada yoktu.

Ama sezon başından beri hangi maçta vardı?

Orhun çabuk oyuncu.

Ama girdiği pozisyonu değerlendirmesi gerekiyor.

Çünkü zor pozisyona girip hovardaca harcıyoruz.

Orhun ve onun gibi golcüler yakaladıklarını atamazlarsa her zaman mağlup olmaya mahkumuz.

Bence bu maçta   kenar yönetim en az 3 büyük yanlış yaptı.

Bu yanlışlardan dolayıdır ki  takımımız puan kaybetti.

Yönetimden hocaya kaptandan tüm oyunculara kadar herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi lazım.

Nereye gidiyoruz, ne yapmalıyız  diye. Yarın belki düşünmek için çok geç olabilir.

Bolusporlu günler dilerim.