Vehbi Camgöz

         Seçimlere artık 3gün kaldı. Eğer kendileri açısından işler yolunda giderek, anayasayı tek başlarına değiştirecek çoğunluğu elde ederlerse; AKP idaresi ilk kez, olağan ve tabii şartlarda anayasa yapan bir parti olarak tarihe geçecek.

         Yapılacak olan anayasanın içeriği, kalitesi bir yana milletin oylarıyla seçilmiş temsilcilerine dışarıdan etki olmaksızın, kendi iradeleriyle devleti yeniden yapılandırıp, halkın onayına sunacaklar. Halk onaylarsa bu yapılanma milletin kendi yapılandırması olacağı için, bundan sonra anayasanın korunması daha kolay olacak.

         Anayasayı silahla koruma gereği ortadan kalkacak, halk kesimleri ile anayasa hükümleri karşı karşıya getirilemeyeceklerdir. Anayasanın zaman içinde istenmeyen maddeleri kolayca değiştirilebilecek ve “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” gibi akla, mantığa ters, anayasayı “kutsal metin” sayan anlayıştan çıkarılacaktır.

         Eğer bu seçimlerde; AKP iktidara gelirse, tarihimizde ilk kez bir parti, iktidarı sivil ve askeri bürokrasi ile iktidarı paylaşmak zorunda kalmayacak. Yine ilk kez, askeri vesayet, yargı vesayeti, medya vesayeti, sermaye vesayeti gibi vesayetlerden arınmış bir iktidar olacak. Bunun ilk bakışta hükümete avantaj sağlayacağı şeklinde yorumlansa da, son tahlilde yapamadıklarının hesabını da kendisi vereceği için işi bir hayli zora girecektir.

         AKP dokuz senedir iktidarda olmasına rağmen, yapmadıklarının hesabını vermedi. Kimsede yapmadıklarının hesabını bu partiden sormadı. Herkes biliyordu ve tahmin ediyordu ki; halkın bir kısım isteklerini yerine getirmeye kalksa bile, özellikle vesayet odakları bu istekler karşısında direniş gösterip, bunları yaptırmazlardı. Bu cumhuriyet tarihinde hep böyle oldu.

         Nitekim daha önce bazı partiler halkın, bazı özgürlük taleplerine kulak astıkları için, başlarına gelmedik kalmadı. Hatta AKP de 2007 yılında başörtüsü için yaptığı yasama faaliyetinden dolayı, kapatma davasına maruz kaldı. Onun için şimdiye kadar yapamadıklarından dolayı kimse hesap sormadı.

         Bazı gazeteciler, zaman, zaman bu durumu gündeme getirip; “kendisi iktidar ama muhalefet gibi davranıyor” diyerek, olayı bildikleri halde bilmezden geliyorlar. Evet, AKP bugüne kadar görünüşte iktidardı. Ama gerçekte düzen muhalifi idi. Halkın büyük çoğunluğu da; bu düzenden memnun değildi. Onun için bütün seçim ve oylamalarda bu partiye kuvvetli destekler verdi.

         Eğer bu seçimlerde de büyük bir destek verirse, hele anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluğu verirse, AKP de halkın isteklerini tam ve noksansız karşılayacak bir yapılanmayı beceremezse bundan sonraki seçimlerde hiçbir mazereti kalmayacak.

         Şunu tespit edelim ki; devlet kuruldu kurulalı halkın eline yani ve kendi isteği doğrultusunda bir anayasa yapma ve tam yetki ile iktidar seçme imkânı geçmiştir. Eğer bu fırsat iyi değerlendirilirse; “halka rağmen halk için” zırvalarından ve tüm vesayetlerden kurtulacaktır.

         Yok, eğer bu fırsat kaçırılırsa 8 senedir, gıdım, gıdım alınan mesafe hepten heba edilip, daha da bilenmiş olan ve kendilerini devletin yegâne sahibi sayan vesayet sahipleri intikam hissi ile halkın tepesinde boza pişireceklerdir. Buna hazırlıklı olunmalıdır.

         Bu durum bazılarımız için “kırk katır mı, kırk satır mı?” anlamına gelse de maalesef gerçek budur.

         Selamlarımla…