WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Vehbi Camgöz

Vehbi Camgöz
Vehbi Camgöz
Tüm Yazıları
MÜBAREK DE GİTTİ; SIRADAKİ GELSİN
12.02.2011

 

     

      Tunus ta Bin Ali; saltanatı, serveti ve ailesiyle birlikte bir daha dönmemek üzere terk etti. Verilen haberlere bakılırsa, başta karısı ve düne kadar emrinde olanlar, daha ülkesini terk etme aşamasında kendisini aşağılamaya başlamışlar. Tabi zulmün sonu zillettir. Bu ilahi kural onun içinde işleyecektir.

 

 

         Yaklaşık 30 yıldır süren Mübarek’in “demir yumruk”la yürüttüğü diktatör tek adam yönetimi 18 günlük kutlu bir kıyamla yıkıldı. Yönetimin başı yıkıldı; fakat unutulmamalıdır ki otoriter rejim henüz yıkılmadı. (tıpkı şah gibi, tıpkı bin ali gibi)  Başı koparılan yılanın gövdesi sapasağlam ayakta duruyor. Bu gövde üzerine, daha akıllı daha kurnaz ve daha sinsi bir rejim üretilmesine hem konjöktür, hem de alt yapı müsait gibi. Eski rejimin en büyük dayanağı olan askerin, bu durumu kolayca kabullenip, içine sindirip, halkın isteklerini kolayca karşılamasını düşünmek safdillik olur.

 

         Bu durumu, Mısırda halkın tek organize teşkilatı olan, İhvan-i Müslim’inin önder kadrosu da hiç şüphesiz biliyorlardır.  Basınımıza intikal eden ilk haberlere göre; Mübarek sonrası, yönetimi üstlendiği açıklanan silahlı kuvvetler yüksek konseyini önder kadronun kutladığı anlaşılıyor. Soğukkanlı ve temkinli yaklaşım sergilendiğinin bir işareti olsa gerek. Öylede yapılması gerekiyor herhalde. Herkes biliyor ki; şayet Müslüman kardeşler teşkilatı bu kıyama destek vermeseydi, başarılı olması mümkün değildi. Şimdide durumun soğukkanlı ve itidalli yönetilmesi gerektiğinin farkındadırlar.

 

         Nitekim Mısırda bu hareket Tunus ayaklanmasının hemen ardından başlamasına rağmen Müslüman kardeşler kıyama destek vermeye başlayınca eylemlere hem katılım artmış hem de katılanların teşkilat disiplini içinde hareket etmeleri bu en eski ve köklü teşkilatın halkı disipline etmesi sebebiyle, can ve mal kaybının aşırı boyutlara ulaşması önlenmiştir. Yine de tahminlere göre 500 ün üzerinde insan kaybı var. Allah hepsine şehit payesi versin.

 

         Eğer gösteri yapılan meydan, ihvanın kontrolünde olmasaydı, büyük bir ihtimalle; mübarek yanlılarının eylemcilere verdirdiği kayıplar daha çok olur, beklide kıyam, akamete uğratılabilirdi. Onun için bu kıyamın başarısı da şerefi de çok büyük oranda Müslüman kardeşlere aittir.

 

         Bakmayın bizim aklı evvellerin aykırı yorumlarına. Onlar Müslümanlara bu şanlı kıyamın başarısını yakıştıramıyorlar. İstiyor ve diliyorlar ki bu olay sadece ve sadece maddi gailelerle hareket edenlerin olsun.

 

         Nede olsa materyalist felsefe beyinlerini işgal ettiği için, İslam ve insanlık ideali için cansiperane fedakârlıklara kafaları basmıyor. Veya böyle yapmakla gerçekleri milletin gözünden saklayarak, diğer İslam ülkelerindeki Müslümanlara örneklik teşkil etmesinin önünü alacaklarını zannediyorlar.

 

         Bize göre bu kıyam: hemen tamamen Müslümanların ve Gazzelilerin yaktığı direniş ateşinin mazlumların kalbini ısıtmasının bir neticesidir. Zira böyle fedakârlıkları yapacak olan kalbin, adalet ve hak arzusuyla yanmasıyla gerçekleşebileceğini tarih bize öğretiyor.  Hiç çetrefil yorumlara gerek yok. Gazzeli mazlumlar bu ateşi müminlerin kalbinde yaktılar ve başardılar. Kutlu olmasını diliyoruz.

 

         Eğer dışarıdan gelecek saptırma ve sulandırmalara karşı uyanık davranılır da umulan, daha doğrusu dünya Müslümanlarını umduğu hakça ve Allahın emrettiği bir nizam kurulabilirse bu; başta Filistinliler olmak üzere tüm Müslümanların üzerine uygulanan zulümlerin hafiflemesine imkân verecektir. Onlara zulüm uygulayan zalimlerin kabine korku salacaktır. Daha da önemlisi; Siyonistlere yaşadığı coğrafyayı dar edecektir. Şimdi batı ve ABD’nin en büyük korkusu budur.

 

         Bunun için mısırlı kardeşlerimizin daha önce İslam dünyasında yaşanmış bu kabil olayları iyi analiz edip onlardan gerekli dersleri çıkararak kendilerini bu süreçte hakka vardıracak esaslı bir yol haritası yapmaları gerektiği kanaatindeyiz. Geçmişte yaşanan tecrübeler önemlidir. Bu tecrübeler de İslam dünyasında fazlasıyla vardır. Müslüman kardeşlerin bunu yapacak tecrübe ve birikime sahip olduğunu biliyoruz.

 

         Umarız geçmişte bu tecrübeye yaşayan başta İran olmak üzere diğer toplumlar mısırlı Müslümanlara gerekli yardımı yapacaklardır.

 

         Şimdi şer güçler bütün gayretleri ile olayları normal mecra’ın dan  saptırmak için çeşitli şeytanlıklar düşünüp, en azından olayları uzaktan takip etmek durumunda kalan insanları menfi düşüncelere itmek isteyeceklerdir. Bunlara pabuç bırakmadan tüm ümmetin bu hareketin arkasında saf olmasını diliyor ve bunun için dua ediyoruz.

 

         Mısır, işin  zor aşamalarından birini başardı. Dilerim bölgemizdeki tüm kişisel ve kurumsal tağuti rejimler aynı akıbete uğrarlar. En az 10larca yıldır devam eden bu zulüm rejimlerinin sonu olur.

 

         Selamlarımla…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar