Ali Sarıgül

                    HOCAM SENDEN ÖZÜR DİLİYORUM...BENİ BAĞIŞLA..

                   Bu gün aslında, uyum yasaları sayesinde aile kurumumuzda açılan büyük bir gedikten, hem de örnek vererek sizinle görüş alışverişinde bulunacaktım. Üstelik bu örnekte canı yanan aileler, uzakta da değil Bolu’dan idi. İnşallah bir dahaki sefere nasip olur…

                    Yazımızın başında bahsedilen Hoca, tahmin ettiğiniz gibi Sayın Necmettin Erbakan Hocadır. Başındaki kariyerini özellikle yazmadım. O, tüm kariyerlerin üstünde, hocalar hocası olduğunu şu son İsrail krizi ile bir kere daha göstermiştir.

                    Artık ömrümüzün belki en verimli çağlarından yavaş yavaş inişe geçtiğimiz şu yaşlarda, bu özrün ne önemi var diyebilirsiniz. Dante gibi çeyreğindeyken ömrün, nasip olmadı bize O’NU ANLAMAK…

                    Aslında siyaset ile politikayı doğru anlayamadığımız için bu hataya düştüğümü biliyorum. Biz hep, bizi idare edenleri politikacı olarak gördük. Siyasetin önemini anlayamadık. Bunda, dinimizi iyi bilmemenin de payı çok büyük. Sünnet üzere olamadığımız için doğru zamanlarda yanlış eylemlerle ömür geçirmişiz meğer… Millet olarak politikayı eşittir yalan, dolan, talan gördük… Bizi idare edenler de ellerinden geleni yaptılar bizim bu olumsuz modda kalmamız için…

                    2004 Yerel Seçimlerinde, o zamanki Bolu il ve ilçe teşkilatlarına ne kadar minnettarım şimdi. O günlere kadar bizi idare edenlere, bize ve dışarıya verdikleri mesajlara hiç dikkat etmemişim meğer. Bizi idare edenler, bizim için çözdükleri ikinci derece denklemlerin sadece bize hitap çözümünü bize göstermişler. Meğer bize sunulan çözüm sanalmış. Asıl çözümü, görmesi gerekenler hep görüyorlarmış. Kısacası uyumuşuz, uyutulmuşuz. Tıpkı şimdi büyük çoğunluğun düştüğü aymazlığı meğer ben de yaşamışım. Yazıklar olsun bana… Eyvah…

                    Hocamız siyaset sahnesine çıktığı günden beri hep bu gün geldiğimiz noktayı anlatmış. Tıpkı hikâye dinler gibi dinlemiş, dinlemek lütfunda bulunanlar bile. Hala daha bu misyonu taşıdığını zannedenler dahi, büyük çoğunlukla içinde bulunduğumuz olayların vahametini kavrayabilmiş değillerdir. Hala daha bu davanın savunucuları olduğunu sananlar bile Hocamızın çok uzağındalar.

                    Cumhuriyet Hükümetleri içinde, garip gurebaya yönünü gerçekten dönen tek bir siyasetçiyi, bu millet bağrında barındırmadı ne yazık ki… Güya, ‘’biz de milli görüşçüyüz’’ diyenler ve bu söylemle yola çıkıp, bir daha bu kesime yüzünü dönmeyenlere verdiği primi, bu fakir ve her geçen gün fakirleşmeye devam eden milletimiz hocamızdan esirgedi. Şimdi iktidarın hangi doğrusu var ve Necmettin Erbakan Hükümeti hangi hatayı yaptı?

                    Hocamızın adını bile anmaktan imtina ettiği İsrail, hangi hükümet döneminde, en üst seviyede TBMM de temsil edildi? Bu terörist devletin cumhurbaşkanını olan Şimon Peres, AKP İktidarı döneminde ayakta alkışlanmadı mı? Ak Parti döneminde en kalabalık dostluk grubu hemen tamamına yakını Akpartili milletvekillerinden oluşmadı mı?

                    Bu gün ülkemizin Başbakanı, medyanın bize dönük yüzünde İsrail’e ağzına geleni söylüyor. Ama dış politikada İsrail ile hep kol kola… Davos’taki çıkışının birkaç ay sonrasında, BM de nükleer silahlarla ilgili, İsrail’in kınanması yönünde bir karar çıkması söz konusu oldu. Medyanın bize dönük yüzünde yine Başbakanımız mangalda kül bırakmadı. Ama iş oylamaya gelince çekimser kalarak kime dost olduğunu gösterdi. Benim Başbakanım Davos’ta esip gürlediği İsrail ile adeta özür dilercesine Onların yararına bizlerin zararına bir sürü yeni anlaşmalar yaptı. Bu anlaşmaların 4,5-5 milyar dolar seviyelerinde olduğu medyada yazılıp çiziliyor. Teknolojik bağımlılığı, askeri anlaşmaları,F16 uçaklarının modernizasyon bağımlılığı, heronlar, tank modernizasyon bağımlılığı… Hâsılı, yapılan bütün anlaşmalar İsrail’in maddi bakımdan beslenmesine yöneliktir. Hükümetimiz var gücü ile İsrail’in gelişmesine çalışmaktadır. Bu iktidar döneminde İsrail’in iktisaden güçlenmesi sağlanmıştır. Hatta pek yakında İsrail’in OECD üyeliği bile AKP Hükümeti sayesinde olmuştur. Şu son olayı hangimiz tasvip ediyoruz? Bize sorulsaydı kim ‘’evet’’ derdi…

                    Şu son krizde İsrail’i cesaretlendirenlerin başında maalesef Hükümetimiz gelmektedir. Mavi Marmara olayları basına servis edildiği ilk anlarda Başbakan yardımcılarından biri adeta İsrail’i cesaretlendirmeye çalışmadı mı? Amerika’dan bir cemaat lideri de İHH yı suçlamadı mı?

                    Hocam, bu ülkede iki dilimde sayı hızla artıyor… Çok zenginler ve çok fakirler… Mesela fiyatları 3 ila 6 trilyon lira arsında değişen havuzlu villa ve konaklarda oy oranları ile ilgili küçük bir örnek verirsek;

                    Bodrum                    Ak Parti  % 6.87                   CHP   %44,43

                    Beykoz/Acar kent    Ak Parti   %17,20               CHP   %73,44

                    Sarıyer/Zekriyaköy  Ak Parti   %15,00              CHP   %38,00

                    Kuşadası                Ak Parti    %15,98              CHP   %36,14

                    Hocam şu tablo aynı zamanda senin misyonun dışında kalan partilerin birbirinden hiçbir farkı olmadığını gösteriyor. Ak parti de tıpkı CHP gibi tuzu kuruların partisi olmaya doğru gidiyor. Benim anlayamadığım, Açlıktan nefesi kokan sakallı Hüsnüler yukarıdaki tablo ile aynı safta nasıl bulunabiliyor?

                    BEN GALİBA GENLERİMİZDEKİ ŞİFREYİ ÇÖZDÜM…

                    BU MİLLET DOĞRULARI KABUL EDİYOR… ANCAK İŞ İCRAATA GELİNCE SORUYOR;

                    -ŞİMDİ HANGİ YANLIŞ YOLDAN GİTMEM GEREK?

                    Hocam bu millet belki bir gün seni anlayacak ama… Çoktan dövecek dizi bile kalmayacak. Ne mutlu bana ki geç de olsa seni anladım. Bağışla beni hocam, ne olur…