WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Ali Sarıgül

Ali Sarıgül
Ali Sarıgül
Tüm Yazıları
O GÜNLERE DÖNMEK ...
17.01.2011

 

Bizim çocukluğumuzda annelerimiz çalışmazdı.
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç
açmadım.
Hatta Babamın bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir
parçası gibiydi, hep evdeydi.
Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek
bir yer yoktu ki.....

En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.
Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani.
Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık.
Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya,
zıplaya yürüyerek gelirdik.

Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi.
Hatta öyle olurdu ki; çantalar
ımızı kaldırımlara
koyar oyuna bile dalard
ık.
Annelerimiz bu durumu bildiklerinden karde
şlerimizle
bizlere ekmek aras
ı bir şeyler hazırlar gönderirdi.
Mahallemizdeki teyzeler Annemiz gibiydi.

Susayınca girer evlerine su içerdik.
Ya da pencereden bize bir sürahi bir bardak uzat
ırlar,
hepimiz ayn
ı bardaktan kana kana içerdik.
K
ısacacı
evine gidip gelen (...ki;sadece çişi gelen giderdi evine)
elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.
Anneleri o arada çocu
ğuna verdiği şeyden bizlere de
gönderirdi.
Bu bazen bir kurabiye, bazen bir meyve olurdu.

Cebimizde harçl
ığımız olduğunda düşmesin
diye çıkar
ır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri
al
ırdık.

Çok garip ama kimse almazd
ı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.
Düşünce kald
ırırlar, kavga edince barıştırırlardı bizi...
Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı.
Sonra kavgalar
ımız da öyle ustura, falçata ile olmaz,
onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi, en fazla
saçlar
ımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine
oyuna dalard
ık.

Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık.
Misket oynamaktan parmaklar
ımız kanar yine de mikrop kapmazdık.
Azar i
şitip, acillere taşınmazdık. Düşerdik ekmek çiğner basarlardı
alnımıza, oyuna devam ederdik. Röntgenlere, ultrasonlara
girmezdik.

Ben bizim çocuklu
ğumuzu çok özledim.
Sokaklar
ımız ruhsuzlaştı sanki. Komşumu tanımıyorum ama evinin
cam
ında, temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin
der konu
şurum.
Onun d
ışında orada kim oturur hiç bilmem.
Evimizi kendimiz temizlerdik, kap
ı silmece ; bilmem kaç
kuru
ş hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.
Evlerimiz var, içinde ya
şayan yok. Parklarımız var,
içinde oynayan çocuk yok.
Ama her y
ıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks
binalar,
ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar...
Ruh yok, buz gibi buz, bu biz de
ğiliz..

Tahta iskemlelerimizde oturan ya
şlılarımız,
onlara dede, nene diye
hat
ırını soran çocuklarımız yok oldu.
Ben kap
ılarında ' vale ' lerin, ' bady '
lerin bekledi
ği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.
Kap
ısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp,
taksidini bitiremedi
ği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek
ters gelir bana.
Benim de
ğildir bu kültür. Ne ruhuma, ne kültürüme ne de
cüzdan
ıma hitap eder.
Nedir bunlar?
Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmi
ş
insanlar olduk.

Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.
İyi de neden böyle olduk ?
Biz mi istemi
ştik? Yoksa birileri mi böyle istedi?..
'Her toplum haketti
ği gibi yönetilir'' derler ya, hakettiği gibi de yaşar diyelim mi ?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar