
05304670437
Ali Sarıgül
Önce başladığımız şiirin sonunu getirelim izin verirseniz…
Kırdın ise bir gönül…
Kıldığın namaz değildir.
Sanma ki yetmiş iki millet…
Elin yüzün yummaz değildir…
----------------------------------------------------------------------------------------
Şu günlerde ulusal ve yerel basını en çok meşgul eden olay, sanırım Saadet Partisindeki gelişmelerdir. Bilindiği üzere Genel Başkanımız Prof.Dr. Numan Kurtulmuş, Saadet Partisinden istifa etmiş ve bu parti ile yollarını ayırmıştır. Saadet Partisinin demirbaşları olan ağabeylerin önünden çekilmekten başka çaresi yoktu Sayın Numan Kurtulmuş’un… Genel Başkanımızın ayrılmasının arkasından da Genel Başkanımızın etrafından başlayarak, illerden, ilçelerden istifalar gelmeye halen devam etmektedir…
Numan Bey’in de bilhassa söylediği gibi, ayrılmak isteyenler bu ayrılıkları sade birer basın toplantısı ile yapmaya özen göstermektedirler. Nitekim biz de Bolu olarak birkaç arkadaşımızla aynen denileni yaptık.
Yerel Basınımız da haberi abartısız bir şekilde sunarak bize destek oldular. Buradan hepsine teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.
Bir partinin bölünmesi sıradan bir olay değildir…
Bir partinin bölünmesi aslında bir milletin bölünmesidir.
Bir milletin bölündüğü gerçeği yaşanırken gözlerde yaş olmaz mı?
------------------------------------------------------------------------------------------------------ 11 Temmuz Kongresinde yaşanan olayları anlatarak boşuna zaman harcamanın anlamı yoktur. Daha sonra İstanbul’daki, hiç de şık olmayan iftar yemeği rezaletlerini de burada tekrar konuşmaya gerek yok. Birilerinin, gidenlerle ilgili değerlendirmelerinin de benim için hiçbir önemi yok. Kimin gerçek Milli Görüşçü, kimin Çakma Milli Görüşçü olduğu konusunda da konuşmak, kimsenin haddine değildir. Gidenlerle kalanların arasını bu şekilde nitendirmelerle bozmaya çalışanlar boşuna heveslenmesinler. Partiler levhada kalsınlar diye değil, ülkenin idaresini ele almak ve ülke yönetimine talip olmak için kurulur. Partiler kendilerini halka anlatmak için hareket etmek noktasında enerjilerini harcamak zorundadır. Dinamik insanların halkın değerleri ile buluşturduğu, iltifatın da oy olarak devşirildiği noktaya gelemezseniz, sözünüzü nasıl icraata koyacaksınız?
Burada, bizim konumumuzu çok güzel özetleyen, fazla söze hacet bırakmayan bir tabiat olayını sizinle paylaşarak yazımı bitirmek istiyorum:
---------------------------------------------------------------------------------------------------
KARTALIN KARAR ZAMANI
Kartalın normal ömrü 70 yıl civarındadır. Hatta bu yaşın üzerine de çıktığı bilinir. Ancak, kartal 30-40 yaşlarına geldiğinde pençeleri iş göremez, gagası çürümüş ve tüyleri de kalınlaşmıştır. Bu haldeyken yeterli beslenmesi ve hayatta kalması mümkün değildir. Tam bu noktada iken bir karar vermesi gerekmektedir:
Ya kaderine razı olup ölümü bekleyecektir, ya da yenilenmeyi seçecektir.
Yenilenmeyi seçtiği takdirde, çıkabildiği kadar yüksek kayalıklara yükselip, kendisini düşmanlarından koruyacak bir oyuk bulması ve beş ay kadar sürecek bir zamanı bu oyukta geçirmesi gerekecektir. Bu uzun süre boyunca yemeden içmeden hayatta kalma mücadelesi verecektir.
Kartal uygun yere ulaştıktan sonra ilk olarak, bir işe yaramayan mantarlaşmış gagasını taşlara vura vura düşürür. Artık gagası yoktur. Bir kaç hafta yeni gagasının çıkmasını bekler. Nihayet yeni ve düzgün gagasına kavuştuğunda, bu sefer de eskimiş, körelmiş, eğrilmiş pençelerini gagası ile söker atar. Bir kaç hafta da bunların çıkması için bekler. Nihayet yeni pençelerine de kavuştuğunda, sıra kalınlaşan tüylerine gelmiştir.
Yenilenmiş pençeler ve gagalar yardımı ile eski tüyler de yolunduğunda, geriye sadece bu tüylerin yeniden çıkmasını beklemek kalmıştır.
Kartalın adeta yeniden doğması aşağı yukarı 150 gün sürmüştür. Bu sürenin sonunda yenilenmiş gagası, pençesi ve tüyleriyle ortaya, önünde yaşadığı kadar daha yaşayabileceği bir ömrü ile genç bir kartal çıkmıştır.
Kartalın şahlanışı ancak bu şekilde olabilirdi…
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.01.2011
24.10.2010
18.10.2010
19.09.2010
6.09.2010
30.08.2010
2.08.2010
18.07.2010
9.07.2010
3.07.2010