Hayreddin Özden

GENÇ KİMDİR?

Geçenlerde bir sohbet akşamında aklımda kalan, vurucu bir ifade biçimi olan ve gerçekten de durup birkaç dakika düşünülmesi gereken bu soruya nasıl cevap verebiliriz bilemiyorum. Kavramlar hayatımızın içinde o kadar çok yer edinmiştir ki, adeta onları içselleştirmişizdir. Kavramlar her zaman kişiden kişiye, inanışa, yaşantıya, örf ve âdete göre değişkenlik göstermeli midir orasını da bilemiyorum. Ama maalesef biz bir konuyu ele almaya çalıştığımızda neredeyse her zaman herkese göre konuşmaya çalışmışızdır. Bu doğru mudur? Yanlış mıdır? Orası da tartışılmalıdır.

Elbette ki kafatasçı, durağan bir zihniyet istememekteyiz. Özellikle üzerine vakıf olmadığımız konularda ‘’bizim mutlak doğrumuzdur’’ dememeliyiz. Öncelikle buradan başlamalıyız çünkü insanoğlunun düşünce dünyasında bir takım değişiklikler zuhur edebilir. Binaenaleyh gelişen, değişen ve dönüşen bu dünya hayatında değişikliklerin, yeni ve farklı bakış açılarının da olması gereklidir. Zira her ne kadar konulara vakıf olursak olalım kendi bulunduğumuz durumdan, konumdan çıkarak farklı bir pencereden, başka bir hayattan olayları analiz etmemiz gerekmektedir. Belki o zaman doğru düşünceler, ufuk açıcı fikirler elde ederiz. Bunu da ancak genç fikirler ile beyin fırtınası yaparak elde edebiliriz. Hani derler ya ‘’başkalarının tecrübelerini yaşamak kadar aptalca bir şey yoktur’’ diye. İşte biz gençler olarak bu aptallık durumlarına düşmemeliyiz. Gençler olarak bizler geçmişten aldığımız bilgi, birikim ve tavsiyeler ile ileriye dönük yeni fikirler ve orijinal bilgiler ile geleceğe, kendi geleceğimize, değerlerimize sahip çıkan ve bir o kadar da yeni yatırımlar, yeni projeler ile dünya hayatına da sahip çıkan bireyler olmalıyız. ‘’Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi de ahret için çalışın.’’ düsturuna sahip bizler iki dünyada mamur olmayı umduğumuz sürece mutlak hâkimiyete ve ilahi kurtuluşa kavuşabiliriz.

Evet, genç kimdir diye sorulunca bu kadar bir şeyler söylenebilinirmi bilmiyorum ama en azından şunu bilmemiz gerekir ki genç demek sadece 16-25 yaş arasında kanı deli akan, kontrolsüz, şuursuz ve amaçsız; yakışıklı, karizmatik erkek veya güzel bir hanımefendi demek değil. Genç demek idealleri olan ve bu idealleri uğrunda fedakârlık yapan eşref-i mahlûkatın bir parçası demektir.

Bu duygular zorlama ile değil gönülden olmalıdır ancak ve ancak o zaman bir anlam taşır. O zaman birliğimiz birlik, talebeliğimiz tam manası ile talebe(den)lik olur.

Unutmamalıyız ki şatafatlı, büyük programlarla, şöhretli yüzlerle gelen yine şöhretli yüzlerle beraber gider yani kısacası böyle bir gençlik sabun köpüğünden, saman alevinden farklı bir gençlik olmayacaktır. Elbette bunlarsız da olmaz ama sadece bunlarla da olmaz. Zaten Müslüman dediğin hele hele genç dediğin dengeli olmalıdır ki muzafferiyete ulaşsın. Evet, siz ne kadar idealist olursanız ve bu idealleriniz uğrunda tam manası ile fedakârlık ta bulunursanız o zaman genç olursunuz ve bir şeyler yapabilirsiniz.

Evet, bir şeyler yapabilmek ve genç olabilmek için lütfen ideallerimiz olsun ve bu ideallerimiz uğrunda da fedakârlık yapalım.

Rabbim sizleri de, bizleri de kendisinin razı olacağı, idealleri olan ve bu idealleri uğrunda fedakârlık gösteren genç kullarının zümresine ilhak eylesin.

01.02.2024 Çarşamba

21 Recep 1445