Ahmet Yaman

Dikkat ettiniz mi Bolunun meşhur Tabaklar Hamam’ı Kahveci oldu!

***

Bendeniz de gittim yerinde tecrübe ettim.

***

Önce kahvenin kısa bir tarihine bakalım, Sonra Bolu’ya döneriz… Kahve aslında Osmanlı’dan günümüze gelen bir içecek. Bazı kaynaklarda anavatanı Habeşistan olarak belirtilen kahve daha sonra Yemen’e geliyor ve burada din adamlarına keçilerinin enerjisinden bahseden “Çoban Kaldi” ye uzanıyor… Din adamlarıda uykusuz kalmanın ve ibadet sürelerinin uzadığının farkına varıyorlar. Hatta bu sebeple bu içeceğe Yemenlilerin yakıştırdığı isim aynı zamanda şarap anlamına da geliyor: “qahvah” yani Müslümanların şarabı!

***

6. yüzyıldan beri bilinen kahve 13. Yüzyılda İranlılar tarafından demlenerek tüketilmeye başlanıyor.

***

Osmanlıya bazı kaynaklarda 1475 bazı kaynaklarda ise 1554 lü yıllarda giriyor ve baştacı ediliyor. Hatta daha sonraları kendi topraklarında kahve yetişmese bile ticaretini kontrol altında tutuyor ecdadımız…

***

Batıdan gelen hemen hemen tüm seyyahlar ve diplomatlar yazılarında “kahve diye siyah bir içecek” den bahsediyorlar.. Kahvehaneler pıtırak gibi açlıyor… Buradan batıya gidiyor.

***

Daha sonra ne olduysa oluyor –ki muhtemelen kahve ticaretinin kontrolü bizden çıkınca- tahta bu kez çay oturuyor ve uzun yıllardır çıkmıyor. Hatta hala sudan sonra en çok içilen sıvı ülkemizde şu an çay.

***

Hafızam beni yanıltmıyorsa 2000 li yılların başında İstanbulda yabancı patentli kahve dükkanlarının açılmasıyla büyük şehirlerde ve hatta küçüklerinde bir çoğunda ayrı kahve dükkanları açılmaya başladı. Şu an bir çok marka ülkemizde faaliyet gösteriyor. Meraklıları ise filtre, expresso veya Türk kahvesi şeklinde olabilen ve daha bir çok farklı sunumu olan bu içeceği tüketerek yorumda bulunuyor.

***

Tekrar Bolu’ya dönersek “Ve kahve” adıyla açılan kahve dükkanını ziyaret ettim hatta Cappuccino yapılışını öğrendim. Kendi minik expresso makinemde yaptım…

***

İçmiş olduğum kahveyi de beğendim. Mekanın hafif hamam kokusu daha duruyor ama hem içeriden hemde dışarıdan bakıldığında bina göze çarpar hale geldi. İlk başta “ne hale getirdiler tarihi yapıyı” diyordum ama bu sayede hiç olmazsa benim gibi hiç bu hamama gitmemiş kişiler için bir kahve içmek bahanesi ile gezmek mümkün oldu.

***

Korkum şu ki her şeyi kopyalamaya kalkan sevgili hemşehrilerimin süper müteşebbisleri böyle bir işin tutacağını görüp yurtdışı kaynaklı kahve markalarını memleketime getirmeye kalkarak buranın işine zarar vermeleri.

***

Tavsiyem odur ki burayı işletenler hemen kendileri başka bir yerede aynı kahveyi satabilecekleri kendi rakiplerini oluşturmaları.

***

Yolunuz düşerse bir uğrayın. Hem kahve için hem hamamı gezin. Sonrada neden bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı olduğunu düşünüp bu konudaki görüşlerinizi benimle paylaşın.

***

Yazımızı bir Cem Yılmaz Esprisi ile bitirelim: 1970 yılında içilen kahvelerin hatırı dolmuştur! Bilginize…

***

Afiyetle kalın