
05304670437
Ahmet Yaman
Mevsim bahardan yaza doğru geçiyor ve her taraf o güzelim kokularla dolu. Kimi zaman çiçek kimi zaman yağan yağmur sonrası toprak…
Yediğimiz içtiğimiz şeylerde de koku bizi o şeye çeken ilk faktörlerden aslında…
Önce rengine bakarak beğendiğimiz bir meyvenin sonra kokusu bizi cezp edebiliyor. Aklımızı başından alıyor. Şu aralar tam böyle bir meyve var! Çilek
Çilek Romalılar zamanından beri bilinen bir meyve. Çekirdeğini içinde değil dışında taşıması en büyük özelliklerinden. Bir çilekte ortalama 200 kadar çekirdek olabiliyor. Ortaçağ simyacıları tarafından içecek haline getiriliyor ömrü uzattığı için…
Mitolojide kırmızı rengi ve kalbe benzeyen formuyla Venüs’ü simgeliyor.
Almanya’da ve Fransa’da günümüze kadar ulaşmış bazı ritüeller hala uygulanıyor. Mesela Fransa’da Provance bölgesinde çilek ve krema ile yapılmış çorba afrodizyak olarak! kullanılıyor. Almanya’da mevsiminde ineklerin boynuzları arasında bereket için perilere sunulmak üzere çilek taçları takılıyor.
Hatta İrlanda kökenli şair ve yazar William Butler çilek hakkında “Tanrı isteseydi daha mükemmel bir meyve yaratabilirdi kuşkusuz ama belli ki gerek görmedi” diyerek onu meyveler içerisinde en üst mertebelerden birisine yerleştirmiş.
Taze taze tüketilen çileğin reçeli de yapılıyor pastacılıkta da kullanılıyor.
Ülkemizde de bazı çileğin bazı türleri diğerlerine göre daha kokulu ve daha lezzetli. Ereğli Osmanlı çileği dediğimiz tür bunlardan biri. Ama bir tanesi var ki bence hepsinin pabucunu dama atacak cinsten: Dağ çileği.
Birkaç haftadır pazarda köylü kadınların önlerinde sattıkları o nefis kokulu çilek çok narin bir meyve. Ya hemen yiyeceksiniz yada reçelini yapacaksınız ki tüm kış boyunca canınız çektiğinde tadabilesiniz.
Ben birkaç senedir bazı büyük firmaların çıkarttığı çabuk reçel yapmaya yarayan hazır karışımları kullanıyorum. Bunun sebebi reçeli çok fazla kaynatmaya gerek duymaması. Pektin dediğimiz aslında portakalın kabuğu ile meyvesi arasında olan beyaz madde su alıp şişme özelliğine sahip. Tabi başka böyle maddelerde var ama pektin sanayide en çok kullanılanlardan. Eskiden evde çilek reçeli yapılırken saatlerce koyulaşması için zaman harcıyorken bugün kısa zamanda ve tamda benim istediğim şekilde rengi açık kırmızı olan (çünkü uzun süre kaynatınca renk koyulaşıyor) reçelleri yapıyorum. Ayrıca küflenme ve şekerlenme olayını da en aza indiriyorum. Aman siz siz olun portakalı alıp soyup o malzemeyi yapıcam diye uğraşmayın çünkü çeşitli işlemlerden geçerek hazırlanıyor.
Tabiki bunları kullanıp kullanmamak tüketicini kendi tercihidir ve nasıl yapmak isterse o şekilde üretimini yapar. Hatta bazı tüketiciler maliyet hesabı yapıp evde yapılan çileklerin satılan çileklerden pahalıya geldiğini bile söylüyor ve satın almanın daha avantajlı olduğunu belirtiyorlar ki dediğim gibi tercih sizin.
Son olarak bir çilek kızartması tarifi verelim. Ama şunu da belirtelim her verdiğimiz tarifi birebir uygulama şansımız olmayabiliyor. Bu sebeple verdiğimiz tarifteki miktarları azaltıp kattığınız malzemeleri ayarlamak size kalmış. Tam miktarlar ile yapıp hayal kırıklığı yaşamayın... Denemekten ve yanılmaktan çekinmeyin. Yaptığınız doğru yada yanlışları da paylaşın ki daha doğruya hep beraber ulaşalım.
Malzemeler
1 kilo çilek
125 gram un
Yarım çay kaşığı tuz
Yarım limon kabuğu rendesi
2 yumurta sarısı (sarısı beyazı ayrılmış)
Çilek ve yumurtanın beyazı hariç tüm malzemeleri karıştırın biraz sıvı yağ ve su ile inceltip akıcı bir hamur haline getirin. Tavada yağı kızdırın. Yumurta beyazlarını sertleşene kadar çırpıp hamura karıştırın. Bir çatal yada şişin ucuna batırdığınız çilekleri önce bu hamura sonra kızgın yağa atın. Bir defada 6-7 tanesini kızartıp, kağıt peçete koyduğunuz tabağa alın ve fazla bekletmeden servis edin.
Afiyet Olsun…
Tarif Milliyet Sanat Dergisi yazarı Hülya Ekşigil’den alınmıştır.
En son olarak ulusça ve tüm dünyanın nefretle kınadığı Gazze ve İskenderun’da hain saldırıda ölenlere rahmet, geride kalanlarına sabır diliyorum. Umuyorum ki onlar cennetle çileklerinde, cennet taamlarının da en güzellerini yiyorlardır. Ruhları şad olsun…
e-mail adresim:
Yazarlar
-
Emre KetenMetal Değil Umut Üretiyoruz Yerli ve Milli Tıbbi cihazlar 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim AtalayBolu- Mengen’de Yaşayan 8.Yöresel Kültür- Giyim Şenliği 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Emin CandanSiyaset Artık Beyinde Kazanılıyor 20.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TÜRKANBOYKOTA BOYKOT LAZIM 6.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ali ÖzdemirKar tatili tembelliğe teşviktir 27.11.2024 Tüm Yazıları
-
Hasan LökKarabük Üniversitesi Üzerinden Ne Yapılmak İsteniyor? 19.04.2024 Tüm Yazıları
-
Hayreddin ÖzdenMedenileşme 12.03.2024 Tüm Yazıları
-
Mustafa Nuri Gürsoy“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.” 31.12.2023 Tüm Yazıları
-
Özcan ÖzdemirMAÇ “O AN “ BİTTİ… 4.12.2023 Tüm Yazıları
-
Kemal Hilmi ÇelebiYKS 2023 ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER. 22.07.2023 Tüm Yazıları
-
Vehbi CamgözBU SEÇİMDE NEYİ OYLAYACAĞIZ !!!? 24.03.2023 Tüm Yazıları
-
Tahsin ÖtgüçİSLAMIN ENGELLİYE BAKIŞI 28.11.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa Cop“BOLU” MERKEZ “GÖL HAMİDİYE”DE ”KÖY YAŞAM MERKEZİ”AÇILIŞ TÖRENİNDEN... 21.09.2022 Tüm Yazıları
-
Ömer MadenBİR KEDİM BİLE VAR ANLIYOR MUSUN? (2) 5.08.2022 Tüm Yazıları
-
Fatih PekerMAVİ KELEBEK HİKAYESİ 14.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.10.2012
30.09.2012
15.05.2012
5.02.2012
26.12.2011
4.12.2011
18.11.2011
8.11.2011
20.10.2011
5.10.2011