İlyas Köse

             Mikroorganizmalar ( bakteri, mantar v.s.) meydana getirdikleri netice itibari ile hastalık yapmayan ve hastalık yapan olmak üzere iki kategoride incelenebilirler. Hastalık yapmayan mikroorganizmalar normal koşullarda zarar vermeden insan vücudunda yaşayabilmektedirler. Hastalık yapıcı özellikte mikroorganizmalar ise insan vücuduna girip, herhangi bir dokuda veya organda yaşaması ve çoğalması sonucu hastalık oluşturur ki bu durum enfeksiyon olarak tanımlanır. Vücut dışından, mikroorganizmalara maruz kalınabildiği gibi diş çürüklerinden, dişeti iltihaplarından da mikroorganizmalara maruz kalınabilir. Vücuda giren bu mikroorganizmalar organlarımıza kan yoluyla yerleşip, enfeksiyon oluşmasına zemin hazırlayabilirler.

            Hastalık yapmayan mikroorganizmaların yaşadığı şartların değişmesi sonucu hastalıklar meydana gelir. Buna verilebilecek en belirgin örnek gereksiz ve kontrolsüz antibiyotik kullanımı sonucu oluşan hastalıklardır. Gereksiz antibiyotik kullanımı ayrı bir yazıya mevzu teşkil edecek bir durumdur. Bugünkü yazımızda üzerinde duracağımız konu diş kaynaklı mikroorganizmaların sebebiyet verdiği enfeksiyonlardır.

            Diş kaynaklı bir mikroorganizmanın vücuda yayılma yolu kandır. Dolayısıyla kanın ulaştığı her yere bu mikroorganizmaların ulaşması mümkün olmaktadır. Ziyadesiyle bizim için önemli olan iki hadise vardır ki birincisi eklem tutulumları ikincisi kalp kapakçığı tutulumlarıdır. Genellikle sadece iltihaplı dişin çekimi esnasında kana mikrop bulaştığı düşünülmektedir. Bu doğru olmakla beraber eksiktir. Çünkü mikropların yaşaması için bir depo vazifesi gören iltihaplı diş, çekim yapılmasa dahi kana zaman zaman mikrop karışmasına sebebiyet verebilmektedir. Hatta diş fırçalama esnasında oluşan kanamadan da bulaş söz konusu olabilir. Bu durum eklem rahatsızlıkları oluşturabileceği gibi kalp kapakçığı harabiyetine de neden olabilir. Aynı şekilde böbrek transplantasyonu yapılmış hastalar, vücudunda herhangi bir yerinde protez bulunan hastalar da diş kaynaklı enfeksiyonlar açısından risk altındadır. Uzun süreli iyileşmeyen iltihabi durumlar vücutta gözleniyorsa muhakkak suretle bir ağız ve diş muayenesi yapılmalıdır. Eğer diş iltihabı söz konusu ise vücut sağlığı ile alakalı yapılacak tedaviler bir netice vermeyecektir. Çünkü asıl enfeksiyon kaynağı ortadan kaldırılmamıştır.

          Bir milimetreküp tükürükte milyonlarca bakteri olduğu, aynı zamanda diş ve dişeti iltihaplarının kan yoluyla enfeksiyon yapabilmesinin mümkün olduğu düşünüldüğünde genel vücut sağlığı açısından da ağız ve diş sağlığının önem derecesinin yüksek olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.