İlyas Köse

            Diş hekimi korkusu (dentafobia); psikolojik olarak ve ön yargılı bir şekilde diş hekimine gitmekten korkma, hoşlanmama gibi duyguları içerir. Bunun nedeni daha çok geçmişte (özellikle çocuklukta) yaşanan kötü tecrübeler veya kötü izlenimlerdir. Dünya nüfusunun %6 - %14’ü sadece korku yüzünden diş hekimine gitmekten kaçınmaktadır.

            Diş hekiminden korkusundan dolayı, ciddi bir sorunu olsa dahi kişi sıkıntılarını bastırarak mevcut sorunundan kaçma eğilimi gösterebilmektedir. Ancak bu kaçma eylemi hastayı içinden çıkması daha güç bir duruma sokabildiği gibi basit bir şekilde çözülebilecek bir sorunu daha zahmetli tedavi gerektiren bir hale dönüştürebilmektedir. Bu durum daha uzun ve çok sayıda tedavi işlemi yapılmasına sebebiyet vereceğinden dolayı diş tedavisi için geçen bu uzun ve zahmetli süreç kişinin diş hekimi korkusunu pekiştirmektedir.

            Ağrısız bir tedavinin ilk aşaması lokal anestezidir (uyuşturma). Ancak bazı kişilerde iğne korkusu vardır. Hatta bazı hastalar iğne yapılmaktansa anestezisiz tedaviyi talep etmektedir. Bu durumda gerçekte çok az hissedecekleri veya hiç hissetmeyecekleri bir işlem olan anesteziden kaçarak çok daha fazla hissedecekleri bir ağrıyı yaşabilirler. Böylece hem hasta hem de diş hekimi tedavi esnasında kendilerini rahat hissedemeyecekleri için tedavinin başarısı olumsuz etkilenecektir. Halbuki diş hekimliğinde kullanılan iğne uçları çok incedir ve aynı zamanda enjeksiyon öncesi yapılacak olan yüzeyel uyuşturma (şişeden püskürtme  yoluyla veya küçük bir pamuk yardımıyla iğne yapılacak bölgeye kısa süreli yüzeyel uyuşma sağlayan solüsyon veya jel uygulanması) ile iğne girişinin oluşturacağı acı azaltılabilir veya tamamen ortadan kaldırılabilir. Anestezi yapılması ile beraber hasta tedavi esnasında herhangi bir rahatsızlık duymayacağı için hekim de tedavisini ideal bir şekilde yapabilecektir.

            Diş hekimi korkusu gelişmesinin nedenlerinden birisi de başkaları tarafından anlatılan diş hekimi hikayeleridir. Bu tür duyumlar ile de diş hekimi korkusu geliştiren kişiler bulunmaktadır. Hasta bu durumda korkusunu içine atmamalı, diş hekimi ile paylaşmalıdır. Aksi halde hastanın bu korkuların üstesinden gelmesi zor olacaktır.

            Diş hekimi ile ilk tanışma çocukluk çağlarında ve ilk randevu tanışma randevusu olmalıdır. İlk seansta çocuğun diş hekimliği açısından mevcut durumu ve ihtiyaçları belirlenir. Eğer herhangi bir problemi varsa bir sonraki seansta yapılacak işlemler konusunda aile ve çocuk bilgilendirilir. Böylece çocuk tedavi ile ilgili muhtemel bir sürprizle karşılaşmayacak, diş hekimine güvenecek ve sonrasında gerek rutin kontroller için gerekse tedavi amaçlı diş hekimine gitmekte sıkıntı yaşamayacaktır.