WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

İlyas Köse

İlyas Köse
İlyas Köse
Tüm Yazıları
TÜRKİYE’DE AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
15.01.2011

 

             Gelişmiş ülkelerde ağız ve diş sağlığının genel sağlıkla direkt ilişkisi olduğu düşünülürken, ülkemizde mesele daha çok estetik açıdan değerlendirilmektedir. Halbuki sindirim sisteminden kalp hastalıklarına, romatizma ve eklem hastalıklarına kadar geniş bir alanda diş ve dişeti sağlığının önemi çok fazladır. Dişler enfeksiyon odağı olma potansiyeli taşıdığından diş sağlığı sağlanmadan bir takım sistemik hastalıların tedavisi mümkün olmamaktadır. Bu durum bazı tıp hekimleri tarafından da ihmal edilebilmektedir.

            Diş hekimine gitme sıklığına dair yapılan istatistiklere bakıldığında; ülkemizde diş hekimine gitme sıklığı yılda 0.7 kez iken, Avrupa’da 5 kezdir. Ülkemizde insanlar genelde rahatsızlık durumlarında hekime başvururken Avrupa’da bu ziyaretlerin nedenlerinden bir kısmını kontroller oluşturmaktadır. Yine kişi başı diş macunu kullanma miktarı mesela İngiltere’de 500 gram iken Türkiye’de yılda 100 gramdır. Evlerin yaklaşık % 30’unda ise diş macunu hiç bulunmuyor. Aslına bakılırsa diş macunu kullanımı ağız hijyenini sağlamada olmazsa olmaz etken değildir. Esas temizlik ajanı diş fırçasıdır. Ancak yinede yıllık diş macunu kullanımı bize ağız hijyenindeki hassasiyet noktasında bir fikir verebilir.

            Dünya Sağlık Örgütü`nün ağız diş sağlığı konusundaki 21`inci yüzyıl hedefleri ‘6 yaş grubu çocuklarda yüzde 80 çürüksüzlük oranı ile 12 yaş grubu çocuklarda kişi başına düşen çürük, kayıp, dolgulu, diş sayısı toplamı oranının 1.5’ olması şeklindedir. Ülkemizde 6 yaş grubu çocuklarda çürüksüzlük oranı yüzde 16, 12 yaş grubunda yüzde 19, 30-35 yaş grubunda ise sadece yüzde 3 olduğu görülmektedir. Bu istatistiksel verileri daha da detaylandırabiliriz. Ancak      bu kadar veri diş sağlığı noktasındaki tabloyu net bir şekilde ortaya koymaktadır. Tabiî ki bu verilerin insanların sosyo-ekonomik düzeyleriyle de ilişkisi vardır. Ancak günümüzde sosyal güvenlik kapsamı dışında kalan neredeyse hiçbir bireyin bulunmaması, bundan 8-10 yıl öncesinde ülke genelinde sayıları bir elin parmağını geçmeyen ağız ve diş sağlığı merkezlerinin sayılarının 100’ü aşması ekonomik anlamda meydana gelen imkansızlıkları ortadan kaldırmaktadır.

            Koruyucu hekimlik uygulamaları ülkemizde hız kazanmakta, yetersiz fiziki koşullar hızla giderilmekte ve mevzu hakkettiği konuma henüz gelemese de sağlık politikası üretenlerin gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Bu bağlamda yapımı tamamlanmak üzere olan ağız ve diş sağlığı merkezinin yeni hizmet binasının nisan ayı gibi hizmete gireceğinin müjdesini de halkımıza vermek isterim.

           

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar