WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Ziya Alp

Ziya Alp
Ziya Alp
Tüm Yazıları
BOSTANCI BAŞI !?
31.10.2012

 

01.04.1981 tarih ve 2443 sayılı Devlet Denetleme Kurulu Kurulması HakkındaKanun’un 2’nci maddesine göre:

Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanının isteği üzerine;

Tüm Kamu Kuruluş Ve Kurumlarında,

Tüm Kamu Kuruluş Ve Kurumları Tarafından En Az Sermayelerinin Yarısından Çoğuna Katılmak Suretiyle Oluşturulan Her Türlü Kuruluşta,

Kamu Kurumu Niteliğinde Olan Meslek Kuruluşlarında, Her Düzeydeki İşçi Ve İşveren Meslek Teşekküllerinde,

Kamuya Yararlı Derneklerde Ve Vakıflarda,

Her türlü inceleme, araştırma ve denetleme yapmak yetkisini haizdir.

Anlayacağınız Sayın Cumhurbaşkanının denetleyemeyeceği bir kurum ve kuruluş yok gibi…

Bununla birlikte yine ilgili kanunun ikinci maddesine göre; silahlı kuvvetler ve yargı organları ise, DDK’nın görev alanı dışında.

Erkler ayrılığının bir sonucu olarak yargı organlarının yürütmenin denetimine tabi olmaması, zaten olması gereken bir durum. Ancak ne gariptir ki TSK, yürütmeye bağlı bir kurum olarak, yürütmenin başı konumundaki Cumhurbaşkanına bağlı olan DDK tarafından denetlenemiyor…

Türkiye, özellikle son on yılda demokrasinin gelişmesi ve güçlenmesi yolunda çok büyük mesafeler almış olmasına rağmen, temel bir takım konularda hâlâ eski alışkanlıklarını sürdürmekte ısrar ediyor..

Objektif olarak baktığımızda görüyoruz ki; mevcut demokratik sistem henüz olmasıistenilen seviyede olmayıp, biraz kendine özgü, aksak ve gelecekteki mevcudiyeti açısındanda riskli ve kırılgan bir nitelik arz ediyor.

Zira gelişmiş hiçbir demokratik ülkede, yukarıda örneğini verdiğimiz böyle çelişkili ve anti-demokratik bir durumun yaşanması mümkün değil..

Yüzümüzü döndüğümüz gelişmiş batı demokrasilerinde;

Silahlı kuvvetler, siyasi iradeye yani savunma bakanlığına bağlıdır.

İç hizmet kanunun 35.maddesi diye bir madde ve görev yoktur..

Ve cumhurun başı/devletin başı; silahlı kuvvetleri tepeden tırnağa denetleme yetkisine sahiptir.

Cumhurbaşkanı eğer Cumhurun başı ise; TSK’da diğer tüm kamu kurum ve kuruluşları gibi Cumhur için varsa; ve bir anlamda TSK’da cumhurdan müteşekkilse;Cumhurbaşkanı tarafından iğneden ipliğe ve/veya tepeden tırnağa denetlenebilmelidir.

Aksi takdirde şöyle bir istifham omurilik soğanımızı kemirmeye başlar:

Acaba birileri, Cumhurbaşkanını Cumhurun başı değil de; Bostancı başı olarak mı görmek istiyor ?

Kendi gibi düşünmeyenleri kibarca ifadesiyle “bostan” olarak gören zihniyet, normaldir ki, onların başını da “Bostancıbaşı” olarak kabul edecektir. Bu nedenle halkın kendini nasıl tanımladığı ve neye layık gördüğü çok önemli. Zira halk/cumhur nasılsa başı/başları da öyle olacaktır; tıpkı süt nasılsa kaymağının da öyle olduğu gibi.. Evet neye layık isek öyle muamele göreceğiz..

Bu itibarla insanlık, demokrasi, özgürlük ve adalet için çok daha fazla gayret ve çabagöstermek ve atılması elzem olan bütün adımların tamamını atmak gerekiyorzira o son bir adımı ya da son birkaç adımı atamazsanız oraya kadar attığınız belki binlerce adım boşa gidecek.. çünkü hüküm sona göre verilir ve sonunu getirmezseniz hiç yapmamış gibiolursunuz !

Evet kişilere bağlı ve kurumsal olmayan yapıların ve değişimlerin kalıcı olmayacağını özellikle Anavatan Partisi ve Özal tecrübesinin bize öğrettiklerinden dolayıherkes çok iyi biliyor.. Bu somut tecrübeden hareketle; şu ana kadar gerçekleştirilen bütündeğişim ve dönüşüm adımlarının kurumsallaştırılması ve belli yasal prosedürlere bağlanmasıkonusunda büyük çoğunluk hemfikir.. Aksi takdirde ülke olarak her konjönktür, iklim ve atmosfer değişikliğinde türbülans yaşar, sarsılır, oksijensiz kalır ve yere çakılma tehlikesiyle karşı karşıya kalırız.

Dolayısıyla iklime, atmosfere ve konjonktüre bağlı bir yapı değil; tüm bu dış etkenlere karşı stabil ve kendi dinamikleri olan bir yapıyı inşa etmek mecburiyetindeyiz.

Duvara dayanma nem yıkar, insana dayanma gam yıkar diye ortaokul sıralarında öğrendiğim ve hayatımda benimsediğim bir atalar sözü vardır.. Ve bu söz bizlere çok önemli bir gerçeği anlatır:

İnsanların geçici olduğunu, dolayısıyla insanlarla kaim olan sistemlerin uzun ömürlü olamayacağını; kişilere bağlı sistemlerin bir insan ömrü içinde dağılıp gittiğinibunun için gerçekleştirilen değişimlerin, dönüşümlerin ve yapılan işlerin kurumsallaştırılmasının hayati olduğunu…

Ayrıca şurası da inkâr edilemez bir gerçek ki; insan nisyan ile malül bir varlık..dolayısıyla zaaflarının onu esir alması her zaman muhtemel. Bu sebepledir ki; bütün bir toplumu, kamuyu ilgilendiren çok önemli ve hayati meselelerin sadece, doğası gereği zayıf, aciz, yanılabilir ve nefsine meftun bir varlığın mevcudiyetine bağlanması akıllıca ve adilolmaz..

Zira insan nefsinin, heveslerinin, emellerinin tesiriyle yanılabilir, yanıltabilir, yanıltılabilir… İşte bunun için ortak akıl dediğimiz şey çok önemli.. Tek bir kişi ya da odağın değil, ancak bütün bir toplumun ve o toplumu oluşturan, etkileyen ve idare eden tüm aktörlerin kefaleti altındaki bir sistem uzun ömürlü ve sağlıklı olabilir..

Bu noktadadaha fazla adalet, hukuk, demokrasi ve özgürlük için toplumsal taleplerin canlılığını koruması bağlamında bütün topluma büyük bir sorumluluk düşmekte..

Eğer halk ya da cumhurkendisini “bostan” (göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalıv.s) olarak kabul eden ve ezmek isteyen odakların varlığının ve sultasının devamına can suyu olabilecek bir düzenin, bir başka açıdan yeniden kurulmasına, sırf geçici ve aldatıcı dünyeviçıkarları ya da endişeleri uğruna rıza gösterirse, korkarım ki nasiplenmeyi umduğu ve kene gibi yapıştığı dünyalıkla birlikte onur ve şerefini de kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyakalacakve yakın bir geçmişte kafasına inmek üzere bekleyen balyozlara mukabil, bu sefer kendi rızasıyla başını sert ve çetin bir duvara toslayacaktır..

Ve sonunda, çarpmanın etkisiyle uyanıp kendine geldiği ama belki de atı alanın Üsküdar’ı geçtiği bir vetirede ve hengâmede kulaklarında şu sözün yankılandığını duyacak veeyvaaah diyecektir..

Böyle Başa, Böyle Tarak ! 

 


Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar