WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Ziya Alp

Ziya Alp
Ziya Alp
Tüm Yazıları
ZİFİRİ KARANLIĞA DOĞRU!
18.11.2012

 

Aslında bu son yaşanan olaylara ilişkin olarak daha önce yazdığım “Nerde İnsanlık” başlıklı yazı aynen geçerli.. ancak yine de bazı duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak isterim..

Kuranın bir ayetinde; Mekkeli inkarcıların içinde bulunan bir grup Müslüman ve masumun zarar görmesi ihtimali sebebiyle, apaçık düşman olduğu belli olan bir topluluğa karşı,Müslümanlara savaşma izni verilmediğinden bahseder..

Bu ayetten anlayabildiğim kadarıyla, İslam’ın bakışı her şeyden önce insanı ve onun yaşama hakkını esas alan ve önceleyen bir anlayışa sahip..Yani, eğer sizin düşmanınız olan bir topluluk içinde, masum erkekler, kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar ve münzeviler varsa; ve savaştığınız takdirde onların zarar görmesi kuvvetle muhtemelse, bu takdirde o düşman toplulukla savaşma meselesini çok daha ihtiyatlı ele almanız gerekir..

Günümüze geldiğimizde ise böyle bir anlayıştan fersah fersah uzak bir zihniyetin neredeyse bütün uluslararası sistemi bloke ettiğini bir açıdan da onu esir aldığını söyleyebiliriz. Sanki uluslararası hukuk dediğimiz şey birileri için hiç geçerli değil..bahse konu olan şey bazıları olunca ne insan hakkı, ne demokrasi, ne özgürlük v.s hiçbirinin esamesi bile okunmuyor… ve pervasızca masum insanların yaşadığı şehirlerin üzerine yüzlerce bombayı adeta boca etmekten çekinmiyorlar..

Filistin coğrafyası üzerinde ve temelinde yaşanan hadiseler gösteriyor ki, “medeniyet” hâlâ cahiliye dönemini yaşıyor..

Bir “hükümet”, “terörist” kabul ettiği insanları etkisiz hale getirmek bahanesi ya da maksadıyla, şehirlere, insanların yaşadığı meskûn mahallere, masum insanların hayatlarını hiçe sayarak bomba yağdırıyor..

Aslına bakarsanız karşı karşıya kaldığımız bu tablo köşeye sıkışmış bir kedinin saldırganlığını hatırlatıyor insana..

Çaresiz, köşeye sıkışmış, etrafı düşmanlarla çevrili bir manzara daha da çıldırtıyor onu.. ve cesaret ve güvenle değil; korku ve panikle saldırıyor..

Ve son çare olarak “Tanrı”yı kıyamete zorlamak” gibi delice bir sürecin fitilini ateşlemeye karar veriyor..

Niçin peki?

Çıkardıkları kaostan oy devşirmek, ortalığı kan gölüne çevirmek, etrafındaki yabancı ve düşman unsurları küçük lokmalar haline getirmek yoluyla varlığını devam ettirmek için..

Belki de şunu istiyorlar; düşmanlarını tahrik etmek suretiyle onları üzerlerine saldırtmak ve Ağabeyinin arkasına saklanmak….tâ ki arkasına saklandığı Ağabeyi çıksın, bütün düşmanlarını tokatlasın..o da arkasına saklandığı Ağabeyi’nin arkasından Efelenip dursun tüm dünyaya…

Evet plan bu gibi görünüyor.. ve İslam Dünyası bu planı defalarca izledi, seyretti ve çok defa da bir figüranı oldu maalesef..

Yine bebekler, çocuklar öldü.. annelerin feryadı yürekleri dağladı..

Ama kaç sefer ve kaç onca yıldır hep aynı şey tekrar ede geldi.. Bir türlü gerekli dersler çıkarılmadı; asıl yapılması gerekli olan şeyler yapılamadı.. Hep geçici çözümler, hamasi söylemler, asıl problemi görmeyip olmayacak dualara amin demeler, canavardan merhamet, insanlık dilenmeler.. bir netice vermedi, vermeyecek..

Elbette ki; gayret ve çaba olmadan sabır diyerek beklemek, boşa beklemek olacağı gibi; haşa Allah’ı birşeylere zorlamak istercesinesadece tepkisel, geçici, bütüncül olmayan, bölük pörçük ve duygusalçabalarda hiçbir netice vermedi şimdiye kadar, ve bundan sonra da vereceğe benzemiyor..

Mesela, Türkiye’nin başlattığı, öncülüğünü üstlendiği ve uluslararası sistemi eleştiren (BM’nin yapısı, İsrail’in hukuk tanımaz politikaları, v.s…) tavırlarını, hareketlerini, politikalarını kaç İslam ülkesi  gerçek anlamda samimiyetle destekleyecek ve arka çıkacak.. gerçekten merak ediyorum..

Bakın İslam coğrafyasına, kan revan içinde ve paramparça.. Irak’ta farklı mezhepten olan Müslümanlar birbirlerinin camisinde üstelik namaz esnasında bomba patlatıyor.. bakın Afganistan’a bir sürü İslami unsur birbirleriyle didişiyor, yer yer Pakistan’a saldırıyor, Pakistan’da dönüp bazı Müslüman unsurlara vuruyor.. Bakın Suriye’ye, Ürdün’e, Lübnan’a benzer şeyleri göreceksiniz…dünyanın dört bir yanında.. Sadece fiili anlamda değil; siyasi anlamda da düşmanlıklar, fitneler, bölünmeler var… Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Mısır, Suriye v.s… asıl düşmanlarıyla uğraşacaklarına birbirlerine çelme takmak, birbirlerinden rol çalmak, ırk ve mezhep taassubuyla birbirlerinin kuyusunu kazmakla meşguller..Ben, ben, ben diyorlar, her biri diğerlerine üstünlük iddia ediyor, ve bir türlü biz, hepimiz… diyemiyorlar..

İşin özü şu ki; İslam dünyası kendi içinde bir birlik, bütünlük ve kardeşlik tesis etmediği, içine atılan fitne tohumlarını yeşertmeye devam ettiği, enerjisini ve gücünü akıllıca kullanmayıp israf ettiği ve başını iki elinin arasına alıp derin bir muhasebe yapmadığı sürece, üzerine gelen bu tür belalar, karabulutlar gibi başının üzerinde dönüp durmaya devam edecek…

Hasılı; zifiri karanlık bir kuşağa doğru hızla yol alıyor dünya..

Ama unutulmamalı ki; karanlığın en koyu anı, aydınlığa ulaştıracak olan yolun ilk durağıdır. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar