WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05304670437

Mobil Uygulamalarımızı Hemen İndir

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız

Ziya Alp

Ziya Alp
Ziya Alp
Tüm Yazıları
NECİP FAZIL’IN BEKLEDİĞİ GENÇLİK !
8.01.2013

 

 

Bu milleti,topyekün peşine takıp sürükleyecek yeni Fatihler, Yavuzlar, Ulubatlı Hasanlar, Akşemsettinler, Ali Kuşçular, İbn-i Sinalar, Mimar Sinanlar (ve daha niceleri) gibi, esaslı gençler ne zamanortaya çıkacak ve beklenen gençlik ne zaman gelecek ?
 
Evet bu üstadNecip Fazıl’ın hayatı boyunca ve hayatı pahasına sorduğu ve cevabını heyecanla beklediği hayati bir soru..!
 
Çile sahibi şair, hep bu sorunun cevabını aradı ve hakiki gencin nasıl olması gerektiğini resmetti, eserlerinde…
 
O’na göre hakiki genç, mustarip insandır. Boyuna olmaya çalışan, boyuna kendini aşmaya çalışan…
 
Ve Fatihliğin ilk şartı ıstıraptır. Genç adam ıstırap çekebilme kabiliyetine malik olan adam demektir, der... ve bir hikaye anlatır:
 
Paris’te talebeliğimde bir piyes seyrederken, hem de âdi bir tiyatroda, âdi bir piyeste, muazzam bir cümlenin heyecanına kapıldım. O kadar kapıldım ki, önümde oturan insanın ensesinden kavramışım, farkında olmadan… Piyeste bir ihtiyar adam var, bir de genç oğlu.. Bir kadın mevzuunda rekabet ediyorlar. İkisi de aynı kadını seviyor. Oğlu babasını ayıplayarak diyor ki
 
-      Sen ihtiyarsın, ben gencim !
 
Adam bir özür bulamıyor kendin de oğluna karşı… Kendisi de genç hissediyor, fakat bunu bir mantığa bağlayamıyor, çırpınıyor, ama ispatını yapamıyor…
 
Nihayet şunu söylüyor:
 
-      Madem ki ıstırap çekiyorum, gencim !
 
Evet, gerçekten de dertsiz bir insan yarı ölü demektir; onu hayat sahibi ve genç kılan, ıstıraplarıdır, dertleridir, idealleridir..
 
Huzuru ve mutluluğu dertsizlikte, rahatta, tembellikte, gülüp oynamada, güneşte, denizde, plajda, kumda, alkolde, tende, midede, uykuda, hasılı dünyevi haz ve zevklerde arayanlar, sanırım aradıkları şeyi asla bulamayacaklar. Aksine hastalıklar, psikosomatik rahatsızlıklar, depresyonlar, tatminsizlikler, huzursuzluklar peşlerini bırakmayacak..
 
Bunun için ulvi bir gayesi ve bu gaye doğrultusunda gayreti ve çabası olmayan bir gençlik, nereden nereye estiği belirsiz bir rüzgarın sürüklediği bir saman çöpü gibi olmaya mahkûmdur. Birilerinin estirdiği rüzgarın önünde savrulan çer çöp ne kadar değerliyse işte o kadar değeri vardır böyle bir gençliğin…
 
Bu hakikatin farkında olan Necip Fazıl’ın düşlediği gençlik; makam, mevki, para, kadın gibi şeyler için kariyer yapan bir gençlik değil; aksine inandığı değerler için gerekirse varlığını bile feda edebilecek kadar çileli bir gençliktir..!
 
Bütün bir dünyayı ayaklarının altına serseniz bile inandığı hakikatin tek bir noktasını dahi feda etmeyecek bir gençlik..
 
Hayatın gayesini kavramış ve bu gaye için gecesini, gündüzünü, uykusunu, gezmesini tozmasını, eğlencesini, televizyonunu, tatilini feda etmiş bir gençlik..
 
Tek başına kalsa dahi, doğruluğuna inandığı fikirleri sonuna kadar savunan ve bu fikrin hayata hâkim kılınması adına gerekirse kelle koltukta mücadele etmekten çekinmeyen, korkmayan bir gençlik..
 
Kalbin, aklın, ilmin ve vicdanın rehberliğinde yol alan ve iman etmenin bir üstünlük vesilesi olduğu bilincine ulaşmış bir gençlik..
 
Kimsenin dolduruşuna gelmeyen; başkasının değirmenine su taşımayan; tek hücreli canlılar ve diğer hayvanlar gibi hayatı sadece dış faktörlere tepki göstermekten ibaret olmayan, birilerinin senaryosunda figüran olmayı reddeden; kendi senaryosu olup bunu hayata geçirmeye çalışan bir gençlik!
 
Asla ümitsizliğe düşmeyen, Allah’a dayanan ve güvenen, yalnızca O’na tevekkül eden ve teslim olan bir gençlik!
 
Allah’tan başka hiç kimseden ve hiç bir şeyden korkmayan, O’ndan gayrısına eğilmeyen ve zor zamanlarda sığınmak için O’ndan başka sığınılacak bir liman aramayan bir gençlik..
 
Kendi değerlerinin ayaklar altında ezilmesi karşısında kalbi atom zerreleri adedince parçalanacak kadar dertlenen bir gençlik…
 
Huzuru, idealleri için çektiği çilede bulan bir gençlik…
 
İdeallerini realize etmek için önüne çıkan güçlere karşı çıldırırcasına meydan okuyan bir gençlik..
 
Unutulmuş geçmişini hafızasında canlandırıp, yeniden bir kez daha şahlanarak kendine ait değerlerle geleceğe yürüme iradesini gösteren bir gençlik…
 
Kendisi olmayan bir şeyin hiçbir şey olduğunun farkında olan bir gençlik..
 
Kendisini kendi yapan köklerine can suyu olarak, gerekirse canını vekanını verebilecek bir gençlik…
 
Vatanı, milleti ve insanlık için, yaşayan ve yaşatan bir gençlik…
 
Allah’ı bulan ve O’nu bulmaklabulması gerekli olan her şeyi bulmuş olan bir gençlik…!
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar